a
" alt="b">
" alt="b">

KAZANAN, KAYBEDEN

 

Parmaklarımı bilgisayar klavyesinin üzerine koyduğum an, klişe bir deyim olsa bile acısıyla tatlısıyla geçen kocaman bir yılın bilançosunu yapmanın en doğru, en hatasız, en tutarlı olabilecek yolunu bulmakta epey zorlandım.

Uğurlamakta olduğumuz 2013 nasıl bir yıldı sorusunun geniş kavramlı olmasıyla birlikte, klasikleşmişliğe kaçması köşe yazımızda beni konuya farklı bir açıdan yaklaşamama iteledi.

Malumunuz, elveda dediğimiz yılın toplum ve birey bakımından getirileri ve götürülerine bakıp, değerlendirme yaparız. Ama her yılın mutlaka kazananı ve kaybedeni olur. Köşe yazımın ana teması bu…

2013 karşılaştığınız bir soruna yönelik çözümün parçası olduysanız, kazanan sizsiniz demektir. Çünkü kazanan her zaman çözümün bir parçasıdır.

Eğer ki problemin bir parçası olduysanız o zaman bilin ki kaybedenler safında yer almış olanlardansınız. Çünkü kaybeden her zaman problemin bir parçasıdır.

Geride kalan kocaman bir yılı kendinize göre belirlediğiniz bir programa dayandırarak geçirdiyseniz, o zaman kazananlardansınız. Çünkü kazananın her zaman bir programı vardır.

Eğer ki bir yıl içinde azgın bir akarsuyun akıntısına kendinizi bıraktıysanız, hayatınızı programlamadıysanız ve hedeflerinize ulaşamadıysanız kaybedenlerin treninde yerinizi almış sayılırsınız Çünkü kaybedenin her zaman bir özrü vardır.

Bir yıl boyunca arkadaşınıza, sevdiğinize, tanıdığınıza  ya da bir komşunuza iyilik adına “bu işi sizin için yaparım” demişseniz, o zaman mutlaka kazanan tarafta yerinizi pekiştirmişsinizdir. Çünkü, kazanan ” bu işi senin için yaparım ” der.

Yok eğer yapabildiğiniz halde işim olmaz tavrı ile, iyilik yapmaktan kaçtıysanız, bilin ki kaybedene ayna tutanlardansınız. Çünkü kaybeden ” benim işim değil ki ” der.

Yıl içersinde yüz yüze geldiğiniz sorunlarda çözüm arayışlarına girdiyseniz ya da sorunlarda her zaman bir çözüm olduğu kararlılığından hareket ettiyseniz, kazanan tarafında yer almanız son derece normaldir. Çünkü kazanan her sorunda bir çözüm görür.

Yok efendim önerilen çözümlerde sorun gördüyseniz, o zaman kaybeden olmaktan kurtulamazsınız. Çünkü kaybeden her çözümde bir sorun görür.

Unutmamak lazım. Belirlediğiniz hedefler uzak görünebilir, ama yolu bilmek yeterlidir. Bunu biliyorsanız kazanan olduğunuz muhakkaktır. Koyduğunuz hedefe ne pahasına olursa olsun ulaşmayı göze aldıysanız, kazanın taraftasınız demektir. Çünkü kazanan “ uzak ama yolu biliyorum” der.

Aksini düşündeyseniz, başarıya ulaştıracak hedef yakında görünse bile, hedefe götürecek yolu görememişseniz, bilin ki kaybedenler arasındasınız. Çünkü kaybeden “yakın ama yolu bilmiyorum” der.

Yıl boyunca yürüdüğünüz yol hep rahat olmayabilir. Zora sokan, terleten bir yol olduysa bile, buna rağmen, yürümeye devam ettiyseniz, kazananlar kulübünde yer almış sayılırsınız. Çünkü kazanan çakılların yanındaki çimeni görür.

Yok eğer çabuk pes ettiyseniz bu yol beni yordu kanaatine varmış olduysanız o zaman fazla diyecek bir şey yok. Çünkü kaybeden, çimenin yanındaki çakılları görür.

2013 yılında farklı farklı durumlarda zor görünen işler ve hedeflerin gerçekleşmesine mümkündür kararlılığı ile yaklaştıysanız kazanan sizsiniz. Çünkü “kazanan ” zor olabilir ama mümkün ” der.

Şayet mümkün olabilecek işlere zor gerçekleşir eğilimi ile yaklaştıysanız, kaybedensizdir demektir. Çünkü kaybeden “mümkün ama çok zor ” der.

Unutmayın;

Kazanan konuşmak yerine yapar,

Kaybeden yapmak yerine konuşur.

Kazanan ağlamak yerine çalışır,

Kaybeden çalışmak yerine ağlar.

Kazanan beynini çalıştırır,

Kaybeden çenesini …..

2014’ünde kalbinizden sevgi, yüzünüzden  gülümseme eksilmesin…

 

ERCAN KASAP

30.12.2013

0 0 0 0 0 0

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

Sıradaki haber:

PRİŞTİNE EN UZUN SÜRECEK GECEYE HAZIR (VİDEOLU)

KÖŞE YAZISI

TÜM YAZARLAR
erkasap
ERCAN KASAP
“Karanlıktan korkan çocuğu kolaylıkla hoşgörebiliriz.Yaşamdaki asıl trajedi,yetişkinlerin aydınlıktan korkmasıdır” (Platon) 60 yıldan bu yana kesintisiz Türkçe eğitimin yapıldığı Priştine’nin tek ilköğretim okulu “Elena Gjika” okulunun müdür yardımcısı görevine uzun yıllardan sonra bir Türk öğretmen seçildi, tam da güzel oldu, hak yerini buldu derken, Türk topluluğunu derinden sarsan tatsız bir olay yaşandı. “Elena Gjika” okulunda görev yapan Arnavut öğretmenler, ne hikmetse, müdür yardımcılığına Türk öğretmenin seçilmesini hazmedemedi.K ararı, derslere girmemekle boykot etti. Ardından Arnavut öğrenciler Türk öğretmen ve öğencilerine sataştı, tartakladı ve çirkin hareketlerde bulundu. Anlatıldığna göre Arnavut örencilerinn tepkisi tam bir mlliyetçilik gösterisine dönüştü. Holiganlık davranışları sergileyen Arnavut öğrenciler, Türk öğretmen ve öğrencilerine adeta terör estirdi. Esir kaldıkları sınfların kapıları tekmelendi, camlar kırıldı,”burası Arnavutlarındır” sloganları atıldı. 65 yaşında bir Türk öğretmeni 13- 14 yaşındaki Arnavut öğrenciler tarafından tartaklandı. (9’uncu sınıf Türk öğrencilerinin toplu olarak imzaladıkları mektupta, biyoloji ve fizik derslerini veren kıdemli öğretmen Abdullah Bırvenik’in Arnavut öğrenciler tarafından koridorda etrafının sarıldığı, tartaklandığı, Arnavut bayrağıyla sarılarak, sataşmalara maruz kaldığı ileri sürülüyor). Sebep, sadece ve sadece müdür yardımcılığına seçilen öğretmenin Türk olması!
b
b

SIZIN KÖSENIZ

TÜM YAZARLAR
konukyazar
SİZİN KÖŞENİZ
Sizin Köşeniz bölümünde siz değerli okuyucularımızın .............