Osmanlı İmparatorluğu’nun Kosova ve Arnavutluk’taki tarihinin yazılış şekli, Kosova ve Arnavutluk’un Türkiye ile ilişkileri üzerinde önemli etkiler oluşturuyor.
Kosova ve Arnavutluk’un milliyetçi söylemlerle dolu tarih kitaplarında, Osmanlı İmparatorluğu ve bazı durumlarda da Türkiye, yaklaşık beş yüz yıllık Osmanlı hükümdarlığı nedeniyle baskıcı olarak görülüyor. Ancak tarihçiler, milliyetçi tabanlı bu algının bölgede yeniden güç kazanan Türkiye ile ilişkilerde uzun vadeli etki yaratabileceğini savunuyorlar.
Arnavut milliyetçiliği konusunda doktorasını yapmakta olan Olsi Jazexhi SETimes’a verdiği demeçte, Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye ile ilgili tarih kitaplarının, Osmanlı varlığı döneminde başlayıp Komünist rejime kadar devam eden ve farklı gelişme safhaları gösteren sözde Arnavut Avrupalı milliyetçiliği tarafından etkilenen bir önyargıyı yansıttığını söylüyor.
Jazexhi, “Tüm bu safhalar Avrupa’yı Arnavutlar’ın varış noktası, Türkiye’yi ise bunun aksi olarak gösteriyor ve 11 Eylül’den bu yana İslam’ı bu kötülüğün bir parçası olarak gösteriyor.” diyor.
Kosova’da ilkokullar için hazırlanmış bir tarih kitabının Osmanlı dönemiyle ilgili kısımlarında İslam’ın Kosova üzerindeki etkisi anlatılıyor. “İslam’ın yayılmasını etkileyen faktörler, sadece Hıristiyanların ödediği toprak vergileri yoluyla insanlara uygulanan baskı, oğlan çocuklarının alıkonarak İstanbul’a götürülmeleri ve burada İslamlaştırmaya ve İslami eğitime tabi tutulmaları, devlet organlarının nüfusa misillemede bulunması ve benzeri örnekleri içeriyor.”
Bu bağlamda, Osmanlı İmparatorluğu’nun Arnavutluk ve Kosova’da işgalci bir ülke olup olmadığı uzmanlar ve tarihçiler arasında tartışılan diğer bir konu.
Jazexhi Osmanlıların Arnavut milliyetçisi tarihçilerin büyük Arnavutluk olarak gördükleri toprakları işgal ettiğini savunmasına karşın, önemli bir uyarıda da bulunuyor. SETimes’a konuşan tarihçi, “Osmanlılar Türk değildi, çoğu zaman Arnavuttu. Osmanlı İmparatorluğu ve onun Avrupa’daki kısımlarını inşa etmiş ve yönetmiş olan Arnavut Müslümanlardı.” diyor.
Bu tutum, Arnavutları kardeş ve sadık bir ulus olarak gören ve yirmiden fazla Arnavut kökenli veziri de içeren Osmanlı elitinin bir parçası olan Türklerin görüşlerine de yansıyor.
Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu 2009 yılında Saraybosna’da yaptığı bir konuşmada, Mısır’ı yöneten ve hanedanlık kuran 19. yüzyıl Arnavut reformcu Muhammed Ali’ye atıfta bulunarak, “Bir Osmanlı geleneği olmasaydı, Mısırlılar hayatlarında Arnavut görmemiş olacaktı.” demişti.
Ancak tarihçi Dimiter Koci milliyetçi bakış açısını yansıtıyor ve tarihi yeniden yazmaya gerek olmadığını düşünüyor. “Tarihimizde Osmanlılar Arnavut topraklarımızı işgal etti, bu değiştirilemez bir gerçektir.” diyen Koci, “Adı ne olursa olsun, tarihte yapılan her türlü değişiklik veya tarihi yeniden yazma çabası, ulusal kimliğimize risk teşkil eder. Komünist dönemde de olan buydu.” görüşünü savunuyor.
Ancak tarihçiler arasında akademik bir tartışma olarak görülen şey, Türkiye’nin dış politikasının Davutoğlu tarafından savunulan ve Türkiye’nin ortak tarih ve kültürel bağları içeren yumuşak gücünün Türkiye’nin bölgedeki nüfuzunu artırmada kullanılmasını savunan “stratejik derinlik” üzerinde etkisi olabilir.
Örneğin köşe yazarı Ndue Ukaj, Kosova ile Türkiye arasındaki “kardeşlik ilişkilerinden” şüphe ediyor.
Yazısında yazar, “Beş yüz yıl boyunca savaştığımız, ulusu yozlaştırmış, şeklini bozmuş, bizi cehalet ve geri kalmışlık çukuruna itmiş olanlarla … yüzümüzü medeni dünyaya dönmüş olduğumuz günümüzde, kardeşlik ilişkilerimizin olması mümkün mü?” diye soruyor.
Jazexhi, Osmanlıların bu olumsuz imajının uzun vadede Türkiye’nin etnik Arnavutlara yönelik algısı üzerinde etki yaratabileceği konusunda uyarıyor.
“Şu anda Türkiye, Ahmet Davutoğlu’nun Balkanlar’daki halklarla dostluk arayışında olan ve tarihe baştan başlamak isteyen heyecanlı politikası altında bulunuyor. Fakat birkaç yıl sonra, Türklerin Arnavut kardeşlerine yönelik tutumlarını büyük olasılıkla değiştirmeye başlayacaklarını sanıyorum.” /M.Brajshori/
KOSOVA GENÇ İZCİLER BİRLİĞİ MİTROVİÇA KAMPI’NA KATILIYOR
TİKA, SIRBİSTAN’DA BİR LİSE YURDUNUN MUTFAK EKİPMANLARINI YENİLEDİ
YUNANİSTAN, YEREL SEÇİM SİSTEMİNİ DEĞİŞTİRMEYE HAZIRLANIYOR
İSTANBUL’DA 6,2 BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREM
SANTORİNİ’DE GERGİN BEKLEYİŞ: “ADA SULARA GÖMÜLEBİLİR”
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.