Kosova Türk toplumu olarak, yüzyıllardır bu topraklarda dilimizi, kültürümüzü ve milli benliğimizi korumak amacıyla mücadele etmekteyiz. Mücadele esnasında bayrak değişimleri, sayısız isimsiz kahraman ve kendilerini bir dâvaya adamış nice nefer gelip geçti aramızdan. Değişmeyen tek şey vardı. O da; Türklük sevdasıydı.
Peki nice zamandır, Kosova Türk toplumu olarak elde ettiğimiz küçük-büyük başarıların asıl kaynağının ne olduğunu düşündünüz mü hiç?
Bence bu başarıların asıl kaynağı, hiç kuşkusuz “toplumsal kenetlenme” idi.
Kosova Türk toplumu 1951 yılında kenetlenmeseydi Kosova’da Türkçe eğitim başlarmıydı?
Aynı yıl, günümüzde kültür ve sanatımızın çınarları haline gelen Prizren’de Doğru Yol Türk Kültür Sanat Derneği, Priştine’de Gerçek Derneği, Mitroviça’da Birlik Derneği kurulabilirmiydi?
1990 yılında Türk Demokratik Birliği (devamında Kosova Demokratik Türk Partisi) kurulabilirmiydi?
1994 yılında Kosova Türk Öğretmenler Derneği, ESNAF İşadamları Derneği ve Türk Yazarlar Derneği kurulabilirmiydi?
2005 yılında Vıçitırın’da Çesme Derneği kurulabilirmiydi?
Kenetlenmeseydik, günümüzde binlerce Türkiye mezunu elde etmemizi sağlayan “Büyük Öğrenci Projesi” başlatılabilirmiydi?
Türkçe ibareli kimliklere kavuşabilirmiydik?
İşte biz, ancak kenetlendiğimiz zaman güzel işler başarabiliyoruz. Kenetlenmeyi bıraktığımız anda da önce haftalık gazetelerimizi, sonra da radyomuzu kaybettik. Bu gidişle, korkarım ki; Can damarımız olan eğitimde de ciddi kayıplar vermeye devam edeceğiz.
Eğer bizler;
23 Nisan Kosova Türkleri Milli Bayramı’nda aynı gururu yaşıyorsak,10 Kasım’da yan yana, Atatürk’e saygı duruşuna durabiliyorsak, 15 Temmuz’da aynı meydanda, kol kola anavatanımız Türkiye’ye destek olabiliyorsak,Kosova Dışişleri Bakan Yardımcısı’nın toplumumuzu aşağılayan ifadelerine ortak tepkiler verebiliyorsak, Öğretmenimizi hep beraber savunabiliyorsak, Aynı sevinçleri, aynı acıları, aynı heyecanları yaşayabiliyorsak, Toplum olarak kenetlenmemizin önüne geçebilecek bir unsurun olmadığı gerçeğini de kabullenmeliyiz.
Toplumumuzun içindeki ayrışmalardan beslenmek isteyenlere en güzel cevabı, tekrardan birlik ve beraberliğimizi sağlayarak verebiliriz. Aksi takdirde, her alanda gerileyerek, Kosova’da akibetimizi etkileyebilecek düzeyde ciddi sorunlarla karşı karşıya kalmamız da kaçınılmaz olacaktır.
Unutmayalım; BÖLÜŞÜRSEK “TOK” OLURUZ, BÖLÜNÜRSEK “YOK” OLURUZ.
Onur Kovaç
HALKIM, DİYEBİLMEK!…
İSTANBUL’DA 6,2 BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREM
SANTORİNİ’DE GERGİN BEKLEYİŞ: “ADA SULARA GÖMÜLEBİLİR”
DÜNYA ÇOCUKLARI ANKARA’DA
ARNAVUTLUK’TA 14. ULUSLARARASI CAZ FESTİVALİ BAŞLADI