a
b

b

b
b

YA KENDİ DEĞERLERİMİZ

b

On gün önce Kosova Türkleri’nin temsilcileri, Kosova Türkleri Millî Günü vesilesiyle devletin üst düzey kurum ve yöneticilerine ziyarette bulundular. Başta politik temsilciler ve aynı politik kişi ve düşüncelere yakın sivil toplum kuruluş üyelerinin de katılımıyla gerçekleştirilen bu ziyaretler gün boyu sürdü. Birkaç ay önce kurulan yeni Türk partisinin yöneticileri de eski partiden ayrı bir şekilde Kosova devlet yüksek yöneticilerini ziyaret ettiler.

Sosyal medyada da devam eden bu etkinlikler aynı günün gecesinde başkentte verilen bir törenli yemek davetiyle son buldu. Kosova’daki Türk varlığı ve bu varlığın katkıları, her zamanki gibi kültür ve sanat gösterileriyle vurgulanmaya çalışıldı. Şarkılar, türküler ve oyun havalarıyla biz de buradayız ve olmaya devam edeceğiz, mesajı verildi.

Cumhurbaşkanı, sosyal medya hesabında bu günden bahsederken efe kıyafetiyle zeybek oynayan bir delikanlının fotoğrafını paylaştı. Cumhurbaşkanının paylaştığı bu güzel fotoğraf birçok kişi tarafından da beğenilerek paylaşıldı.

Neydi bu fotoğrafı özel kılan? Bi’ kere; fotoğraf güzel çekilmiş, fotoğrafta yer alan delikanlının asil bir duruşu da var, efelik, zeybeklik zaten Türklük’ün değerleri… İçerdiği hareketler nedeniyle her babayiğidin kolay kolay oynayamadığı ama buna rağmen her düğünde, şenlikte oynanmaya çalışılan bu muhteşem oyunun Türk kültür zenginliğinin ispatı olduğuna kimsenin itirazı yoktur.

Peki, zeybeğin bu kutlama gecesinde oynanma sebebi nedir? Halk oyunlarına fazladan süre mi ayrılmıştır yoksa Kosova Türkleri’nin halk oyunları yelpazesi mi dardır?

Bizim bildiğimiz bu tür davetlerde etkinlikler için fazla süre verilmez, etkinliğin mümkün olduğunca kısa zaman içerisinde icra edilmesi beklenir, üstelik küresel salgın hâli de gözönüne alındığında fazladan süre verilme ihtimâlinin çok düşük olduğu söylenebilir. Bu durumda geriye Kosova Türk halk oyunlarının yelpazesinin dar olduğu kalıyor. Peki, bu doğru mudur? Kesinlikle değildir.

Günümüz Kosovası’nda gerçek bir Türk düğünü uzun sürse bile, oynamasını bilen bir kişi, aynı oyun havalarını tekrarlamadan, hatta başka halkların oyunlarını oynamaya dahi gerek duymadan hem toplu hem de bireysel oynanan bir sürü oyunu oynayabilir.

Ancak son zamanlarda kültür ve sanat derneklerimiz tarafından ağırlıkta Türkiye’de oynanan oyun havaları daha sık oynatılıyor ve ön plana çıkarılıyor. Oynanmasına kimse karşı değildir. Oynansın ama bizim kendi oyunlarımız daha sık oynansa olmaz mı? Kendi halk oyunlarımız varken, özellikle anavatandan gelen bir heyet önünde genelde Anadolu, Ege, Karadeniz’de oynanan oyunların sergilenmesi gerekli midir? Aynalı Pembe, Bardak, Kılıç ve adlarını sayamadığım daha bir sürü oyunumuzun oynanması varken, misafirlere geldikleri yörenin oyunlarını oynamak tereciye tere satmak değil de nedir? Oynanmadığı için unutulan bazı oyunlarımız gibi geri kalan oyunlarımızın da unutulma riskini göze almaya değer mi? En kötüsü, başka milletlere mensup kişilerin “Kosova Türkleri’nin kendi oyun havaları olsa başkalarının oyun havalarını oynarlar mıydı” diye düşünmesine sebebiyet verilmesi folklor erbaplarımızı hiç rahatsız etmez mi?

Ha, bir de, Kosova Türk halk giysileriyle başka halkların oyunlarını ve başka halkların giysileriyle Kosova Türk halk oyunlarını oynatanları düşündükçe kahrolduğum için bu konu ve kişileri şimdilik size havale ediyorum.

Atakan KORO

03.05.2021

0 0 0 0 0 0

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

Sıradaki haber:

YORULDUK…

KÖŞE YAZISI

TÜM YAZARLAR
erkasap
ERCAN KASAP
“Karanlıktan korkan çocuğu kolaylıkla hoşgörebiliriz.Yaşamdaki asıl trajedi,yetişkinlerin aydınlıktan korkmasıdır” (Platon) 60 yıldan bu yana kesintisiz Türkçe eğitimin yapıldığı Priştine’nin tek ilköğretim okulu “Elena Gjika” okulunun müdür yardımcısı görevine uzun yıllardan sonra bir Türk öğretmen seçildi, tam da güzel oldu, hak yerini buldu derken, Türk topluluğunu derinden sarsan tatsız bir olay yaşandı. “Elena Gjika” okulunda görev yapan Arnavut öğretmenler, ne hikmetse, müdür yardımcılığına Türk öğretmenin seçilmesini hazmedemedi.K ararı, derslere girmemekle boykot etti. Ardından Arnavut öğrenciler Türk öğretmen ve öğencilerine sataştı, tartakladı ve çirkin hareketlerde bulundu. Anlatıldığna göre Arnavut örencilerinn tepkisi tam bir mlliyetçilik gösterisine dönüştü. Holiganlık davranışları sergileyen Arnavut öğrenciler, Türk öğretmen ve öğrencilerine adeta terör estirdi. Esir kaldıkları sınfların kapıları tekmelendi, camlar kırıldı,”burası Arnavutlarındır” sloganları atıldı. 65 yaşında bir Türk öğretmeni 13- 14 yaşındaki Arnavut öğrenciler tarafından tartaklandı. (9’uncu sınıf Türk öğrencilerinin toplu olarak imzaladıkları mektupta, biyoloji ve fizik derslerini veren kıdemli öğretmen Abdullah Bırvenik’in Arnavut öğrenciler tarafından koridorda etrafının sarıldığı, tartaklandığı, Arnavut bayrağıyla sarılarak, sataşmalara maruz kaldığı ileri sürülüyor). Sebep, sadece ve sadece müdür yardımcılığına seçilen öğretmenin Türk olması!
b
b

SIZIN KÖSENIZ

TÜM YAZARLAR
konukyazar
SİZİN KÖŞENİZ
Sizin Köşeniz bölümünde siz değerli okuyucularımızın .............
casibomholiganbet girişOnwinholiganbetonwinonwin girişbets10 girişjojobet