Uzun yıllar eğitim için Türkiye’de bulunduğumdan, Kosova siyasetini yakından takip etme fırsatım olmamıştı. Ancak bu seçim dönemiyle birlikte, benim gibi kararsız genç seçmenler arasında bilinçli bir tercih yapabilmek adına RTK’nın Türk partilerinin milletvekili adaylarıyla düzenlediği tartışma programlarını ilgiyle izliyorum.
Milletvekili adaylarımızın da belirttiği üzere Kosova’daki Türk gençlerinin karşılaştığı en büyük sorunlardan biri istihdamdır. Türkiye’de eğitimini tamamlayıp Kosova’ya dönen gençlerin iş bulmakta zorlandığı aşikâr. Bu sorun beni de doğrudan etkiliyor. Dil bariyeri, denklik ve uygun iş pozisyonu bulma gibi zorluklar arasında milletvekili adaylarının tartışmalarında en çok dil bariyeri vurgulanıyor. Ancak, dil bariyerine bu denli odaklanmak çözüme ulaşmayı geciktiriyor. Programlarda da savunulduğu üzere Türk gençlerinin dil problemi, coğrafi konum ve kişisel gelişimlerine göre değişiklik göstermekte. Bu nedenle, sorunun çözümü belediye bazlı veya kişiye özel ele alınmalı. Ancak, bir milletvekili adayının iş bulmak ve Arnavutça öğrenmek için mutlaka Kosova’da lisans veya lisansüstü eğitim alınması gerektiğini savunmasını anlamakta güçlük çekiyorum. Bunun üzerine, Kosova’daki gençlerin potansiyel iş imkanları sunan bölümleri tercih etmedikleri için mezuniyet sonrası istihdamda zorluk yaşadığı, Türkiye’de eğitim alanların bazı bireylerin diplomasının Kosova’da bir karşılığı olmadığı için, Kosova’ya ayak uyduramadıkları için bu sorunları yaşadıkları iddia edildi.
deneme bonusu veren siteler
Hem lisans hem de yüksek lisans eğitimini Türkiye’de tamamlamış işsiz bir genç olarak ve bir seçmen olarak hayal kırıklığına uğradığımı belirtmek isterim. Bazı adaylar, sorunların temeline inmekte doğru bir yol izlemiş olsalar da bu sorunlara bir siyasetçi olarak nasıl çözüm üretebiliriz diye düşünmek yerine, sorunları yurt dışında eğitim almış bizlere atfetmeleri doğru bir yaklaşım değildir. Hele ki, eğitimini Türkiye’de tamamlamış veya sürdürmekte olan adaylardan bunları duymak oldukça üzücü.
Eğitim, bir bireyin hayatındaki en önemli unsurlardan biridir ve her birey, istediği bölüm ve üniversitede eğitim görme hakkına sahiptir. Bu yalnızca bireye değil, ülkeye de fayda sağlar. Yurt dışına eğitim için gönderilen bireylerin, kazandıkları teknik bilgileri ve gelişmeleri kendi ülkelerine kazandırmaları sağlanmalıdır. Kendi deneyimimden örnek verirsem, biyoloji gibi sevdiğim ve başarılı olacağımı düşündüğüm bir bölümü seçtim. Eğer Türkiye’de eğitim almasaydım, tez danışmanım dünyanın en etkili bilim insanları listesinde yer alan bir profesör olamayacaktı. Türkiye’de aldığım her iki eğitim seviyesine rağmen, Kosova’da Arnavutça ile ilgili bir dil bariyerim olmadı. Ancak, küresel öneme sahip mesleklerde eğitim alırken Kosova’daki denklik sorunları ve işsizlik engelleriyle karşılaşmamız bizim suçumuz değildir. Bu sorunun çözümü, milletvekillerinin önereceği yasa tasarılarıyla mümkün olacaktır.
Bir öğrenci, dört yıl süren lisans eğitiminin sonunda mesleğiyle ilgili denklik ve iş imkanlarını önceden öngöremez. Bu sorun, okuduğumuz bölümlerin “yanlış” seçilmesiyle değil, Kosova’nın mevcut koşullarıyla ilgilidir. İnsanlar sadece popüler diye meslek seçmek yerine, sevdikleri işi yaparak toplumu ileriye taşır. Mesleğini sevmeyen bir doktor, insanlara nasıl yardım edebilir? Sevmeyerek çalışan bir mühendis toplumuna nasıl katkı sağlar?
Sorunlara çözüm ancak ve ancak bizleri destekleyen, sorunlarımıza kulak veren siyasetçilerle olur. Biz idealist gençler, bu sorunlardan kaçmak için istemediğimiz yaşamlara sürüklenmeye mecbur bırakılamayız. İstihdam sorunlarının doğurduğu olumsuzluklar farklı mesleklere yönelmeye neden olsa da nihai sonuç beyin göçüdür. Bizler, elbet sevdiğimiz işi yapıp mutlu olacağız. Desteklensek de desteklenmesek de…
İrem KASAP
26.01.2025
MİRAÇ KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN!
İSTANBUL’DA 6,2 BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREM
SANTORİNİ’DE GERGİN BEKLEYİŞ: “ADA SULARA GÖMÜLEBİLİR”
DÜNYA ÇOCUKLARI ANKARA’DA
ARNAVUTLUK’TA 14. ULUSLARARASI CAZ FESTİVALİ BAŞLADI