a
Çağrı Sakar

Çağrı Sakar

15 Temmuz 2022 Cuma

DEMOKRASİ’NİN ZAFERİ:15 TEMMUZ DEMOKRASİ VE MİLLİ BİRLİK GÜNÜ

DEMOKRASİ’NİN ZAFERİ:15 TEMMUZ DEMOKRASİ VE MİLLİ BİRLİK GÜNÜ
1

BEĞENDİM

ABONE OL

Değerli Soydaşlarım,

Türkiye bugün 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’nü idrak etmekte, bir yandan şehitlerini anarken diğer yandan demokrasisinin zaferini kutlamaktadır. Öncelikle, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016 gecesi kalkıştığı hain darbe girişimini durdurmak ve demokrasimizi korumak için şehit düşen 251 kahramanımıza Allah’tan rahmet diliyor ve 2000’den fazla gazimize şükranlarımızı sunuyoruz.

Türkiye’nin maruz kaldığı en kanlı terörist saldırıyı teşkil eden bu hain girişimi hayatları uğruna akim bırakan kahramanlarımıza, demokrasimizi ve milletimizin iradesini koruyacağımıza söz veriyor, bugün milletçe bir kere daha onların aziz hatırlarını ve fedakarlıklarını saygıyla anıyoruz.

FETÖ örgütünün ordumuzun içine de sızan militanları tarafından gerçekleştirilen darbe girişimi sırasında, demokrasimizi korumak için sokağa çıkan masum vatandaşlarımıza ateş açılmış, üzerlerine tanklar sürülmüş, Parlamentomuz, Cumhurbaşkanlığımız, Milli İstihbarat ve Polis Teşkilatlarımız bombalanmıştır.

“Mehdi” olduğu iddiasıyla dini istismar ederek insanların beynini yıkayan, ilkokul mezunu sözde bir imamın başında bulunduğu kirli terör şebekesi içinde robotlaştırılan sapkın FETÖ teröristleri, Türkiye’de demokratik yollardan iktidara gelmiş hükümeti devirebileceklerini ve demokrasimize son verebileceklerini zannediyorlardı.

Türk milleti, Cumhurbaşkanı Erdoğan başta olmak üzere, siyasi liderlerimizin sergilediği dirayetli tutumdan aldığı güçle darbeye geçit vermemiş, yüzbinlerce sivil vatandaşımız, tankların, savaş uçaklarının ve helikopterlerin karşısında 15 Temmuz 2016 gecesi bir demokrasi destanı yazmış, beyni yıkanmış hainlere katılmayı reddeden asker ve polisimizin desteğiyle hain saldırı akim bırakılmıştır. Böylece, bugün Türkiye’yi dünyanın en saygın, en güçlü ve etkili ülkelerinden biri haline getirmemizi sağlayan demokrasimize yakışan bir zafer milli birliğimiz sayesinde canımız ve kanımız pahasına da olsa kazanılmıştır.

Bununla birlikte, 15 Temmuz darbe girişimi kirli FETÖ şebekesinin işlediği tek suç değildir. Darbe girişimi ertesinde başlatılan soruşturma ve yargı süreçlerinde terör örgütünün tüm suçları ifşa edilmiş, istihbarat toplama, rüşvet, sınav, adli ve ekonomik yolsuzluklar, kara para aklama, kritik konumdaki devlet kadrolarına yasadışı yollarla adam yerleştirme, belgede sahtecilik ve daha birçok ağır suçların bu şebeke tarafından işlendiği ispatlanmıştır. Nitekim, yıllarca kirli yüzünü, masum bir eğitim ve yardım hareketi maskesi arkasında gizleyen bu terör örgütünün, 250 bin kullanıcısı olan “Bylock” isimli kriptolu haberleşme sisteminin deşifre edilmesi, böylece FETÖ’nün arzettiği tehdidin gerçek boyutunun anlaşılması ve gerekli önlemlerin alınmaya başlanması üzerine, 15 Temmuz darbe girişimini, esasen yıllardır gizlilik içinde işlemiş olduğu suçlar da ortaya çıkacağı için düzenlemiş olduğu asla unutulmamalıdır.

FETÖ terör örgütü, şebekesindeki okul, dershane ve yurtlardan yıllarca kendine militan devşirmiş, sınav sorularını çalarak militanlarını bakanlıklar, ordu, polis, yargı başta olmak üzere, Türkiye’deki tüm devlet mekanizmasına sızdırmıştır. Devlet içindeki bu paralel yapılanma, FETÖ’ye karşı çıkan binlerce masum asker, polis ve bürokratı, ürettiği sahte delillerle açtırdığı düzmece davalarla hapse attırmış, devletin en üst kademesindeki yöneticiler de dahil, binlerce insanın ofislerini, evlerini, telefonlarını yasadışı yöntemlerle dinlemiş, görüntü ve seslerini kaydetmiş, gerektiğinde bunları kirli amaçlarına hizmet edecek şekilde kurgulayarak kullanmıştır. Keza, örgütün kurduğu bankalara, şirketlere, sivil toplum ve medya kuruluşlarına devlet kaynaklarından haksız ödemeler yapılarak, kara para aklama ve ihalelere fesat karıştırılması da dahil çeşitli suçlarla terör eylemlerine finansman sağlanmıştır.

Darbe girişiminden bu yana geçen altı yılda Türkiye’nin temel önceliklerinden biri gerek yurt içinde gerek yurt dışında FETÖ’yle mücadele olmuştur. Hukukun üstünlüğü ilkesi temelinde titizlikle yürütülen dava süreçleriyle darbe girişiminin sorumluları adalet önünde hesap vermiş, yıllarca büyük gizlilikle inşa etdilen paralel devlet yapılanması çökertilmiş, başta okullar, dersaneler ve hastaneler olmak üzere terör eylemlerini finanse ettikleri tüm araçlar devre dışı bırakılmıştır.

Böylece FETÖ’nün kirli ağından temizlenen Türkiye, bugün hiç olmadığı kadar güçlü, güvenli ve istikrarlı hale gelmiş, dış politikadan, savunmaya, ulaştırmadan, teknoloji, havacılık, eğitim ve sağlığa kadar çok geniş bir yelpazede 15 Temmuz 2016 gecesi bilenen demokrasi ve milli birlik ruhuyla daha da ileriye taşımıştır. Türkiye’deki kökü kazınan FETÖ şebekesi yurtdışında faaliyetlerini sürdürmüş, Kosova’nın da dahil olduğu birçok ülkedeki sözde okulları, yurtları, hastaneleri, şirketleri, sivil toplum ve medya kuruluşlarından oluşan milyarlarca dolarlık şebekesiyle, Türkiye’yi karalama kampanyası başlatmıştır.

FETÖ’nün gerçek kirli yüzünü, masum maskeler gerisinde nasıl yıllarca saklayabildiğini, tüm devlet mekanizmasına sızan militanlarının örgütün suçlarının üstünü nasıl bir ustalıkla örttüğünü, örgüte karşı çıkanların haklarında yıllarca yasadışı yöntemlerle derlenen istihbari bilgilerin kurgulanarak medyaya sızdırılmasıyla nasıl devreden çıkarıldığını, özetle örgütün kendini gizlediği yasallık pelerinin altında ne tür suçlar bulunduğunu kendi ülkemizde şahit olduğumuz kötü tecrübemizle gayet iyi biliyoruz. Tüm bu nedenlerle yeni nesil terör örgütü olarak tabir ettiğimiz FETÖ’nün mevcudiyetini sürdürdüğü tüm ülkeler için ciddi bir güvenlik tehdidi oluşturduğunu vurgulamayı, tüm bu ülkeleri gerekli önlemleri almaları için uyarmayı borç kabul ediyoruz. FETÖ’nün kirli ancak gizli şebekesi içinde radikalleştirdiği sapkınların Türkiye’de işledikleri suçların benzerlerini başta Kosova olmak üzere, diğer ülkelerde de tekrarlamayacaklarının hiçbir garantisi yoktur.

Bu çabalarımız sonucunda, FETÖ’nün esasen kendini göstermeye çalıştığı gibi bir eğitim ve yardım hareketi olmadığı, karanlık ve sinsi bir örgüt olduğu artık uluslararası arenada da anlaşılmaya başlanmıştır. Çeşitli ülkeler, bu örgütün faaliyetlerini yakından izleyerek soruşturmuş, FETÖ şebekesinin gizli kalmış birçok suçlarını ortaya çıkartmıştır. Bazı ülkeler ve uluslararası örgütler, FETÖ’yü terör örgütü olarak ilan etmiştir. Üçüncü ülkelere sınırdışı edilenlerin yanısıra, birçok ülkeden yüzlerce FETÖ militanı Türkiye’ye sınırdışı edilmiş ve haklarında gerekli yargılama süreci işletilmiştir.

Bugüne kadar toplam 45 ülkede FETÖ iltisaklı sözde okulların faaliyetleri sonlandırılmış; 20 ülkede bunlar Türkiye Maarif Vakfımıza devredilmiştir. Yurtdışında Türkiye’nin desteğine sahip tek eğitim kurumu olan Maarif Vakfımız, aralarında Kosova’nın da bulunduğu 32 ülkede okullar açmıştır.

Her vesileyle vurguladığımız gibi, biz, Türkiye’nin düşmanının Kosova’nın dostu olamayacağına yürekten inanıyoruz. Bu anlayışla Kosova’nın Türkiye’nin demokrasi zaferine verdiği destekle FETÖ militanlarına karşı geçmişte aldığı önlemlere tüm Türkiye müteşekkirdir. Bununla birlikte, Kosova makamlarının, Türkiye’nin bu örgütle yaşadığı kötü deneyimden artık gerekli dersleri çıkarmalarını, yasallık maskesi altında yıllarca gizlenebilen bu kirli örgüte karşı gerekli tüm adımları kendi ülkelerinin güvenliği ve çocuklarının geleceği için daha fazla geç kalmadan atmalarını diliyoruz. FETÖ’nün yurtdışındaki yapılanmasına yönelik çalışmalarını önümüzdeki dönemde de kararlılıkla sürdürecek olan Türkiye, dost ve kardeş Kosova’ya FETÖ ile mücadele konusunda da tüm desteği vermeye hazırdır.

Kıymetli Soydaşlarım,

15 Temmuz gecesi FETÖ’cü sapkın teröristlerin ülkemize, demokrasimize ve insanlarımıza yaptığı saldırıyı unutmamız mümkün değil. “Art Theatre” ekibi, Priştine’de sahnelenmek üzere o menfur gecede yaşananları konu alan “15 Temmuz ve İnsan” adlı bir tiyatro gösterisi hazırladı. Böyle anlamlı bir tiyatro etkinliği düzenledikleri için “Art Theatre” ekibine teşekkür ediyoruz. Bugün saat 19.00’da AAB Koleji Faruk Begolli Tiyatro Salonu’nda Arnavutça altyazılı olarak sergilenecek etkinliğe hepinizi terörle mücadelenin önemini anlatmak istediğimiz diğer topluluklardan dostlarınızla birlikte bekliyoruz.

Keza, Orkide Kadınlar Derneği, 251 şehidimizin hatıralarını yad etmek amacıyla geçen yıl olduğu gibi bu yıl da, bu defa Priştine’de tiyatro gösterisinden sonra AAB Koleji’nin önünde bir etkinlik düzenleyecek. Başta Dernek Başkanı Sevgi Kervan olmak üzere, tüm kadınlarımıza şükranlarımızı sunuyorum.

Soydaşlarımızın 15 Temmuz 2016 gecesi yaşananlara gösterdiği duyarlılığı takdirle karşılıyoruz. Ülkemiz FETÖ ile mücadelesini geçmiş yıllarda olduğu gibi aynı kararlılıkla sürdürürken, soydaşlarımızın da Kosovalı dostlarımızı FETÖ’nün gerçek yüzü hakkında bilgilendirmeye devam edeceklerine ve Kosova’nın bu teröristler için güvenli liman haline gelmemesi için uyarmayı sürdüreceklerine şüphe duymuyorum.

Çağrı Sakar

Devamını Oku

FETULLAHÇI TERÖR ÖRGÜTÜ (FETÖ) KOSOVA İÇİN DE BİR TEHDİTTİR

FETULLAHÇI TERÖR ÖRGÜTÜ (FETÖ) KOSOVA İÇİN DE BİR TEHDİTTİR
2

BEĞENDİM

ABONE OL

Değerli Soydaşlarım,

Kıymetli Kosovalı Dostlarım,

Türkiye’nin maruz kaldığı en kanlı terörist saldırı olan 15 Temmuz darbe girişiminin üzerinden dört yıl geçti.

Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) düzenlediği bu hain saldırıyı, yüzbinlerce sivil vatandaşımızın tankların, savaş uçaklarının ve helikopterlerin karşısında demokrasimizi cesaretle savunması sayesinde akim bıraktık. Hainlere katılmayı reddeden asker ve polisimizin demokratik direnişe verdiği destek ve başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere, siyasi liderlerimizin sergilediği dirayetli tutum sayesinde darbeye geçit vermedik, demokrasimizi,  ülkemizi ve insanımızı koruduk.

Her 15 Temmuz’u “Demokrasi ve Milli Birlik Günü” olarak idrak ediyoruz. Bugün tüm Türkiye olarak, bu hain terörist saldırıda şehit düşen 251 kahramanımızın aziz hatıralarının ve yararlanan 2000’den fazla gazimizin fedakarlıklarının önünde saygıyla eğiliyoruz.  Halkımızın kendi iradesi üzerinde bir güç tanımayacağımızı ve demokratik kazanımlarımızdan asla vazgeçmeyeceğimizi haykırıyoruz.  Başta FETÖ olmak üzere, hukukun üstünlüğünü sona erdirmeyi hedefleyen ve yaşam hakkı başta olmak üzere, insan haklarını ihlal eden tüm terör örgütlerini bir kez daha lanetliyoruz. 15 Temmuz gecesi Türk halkının yazdığı demokrasi destanından aldığımız cesaretle ülkemizi, devletimizi ve insanlarımızı korumak için her türlü terörist saldırıya kararlılıkla karşı koyacağımızı bir kere daha ilan ediyoruz.    

15 Temmuz 2016 gecesi FETÖ teröristlerinin sergilediği vahşetin benzeri tarihimizde yaşanmamıştır. Parlamentomuz, Cumhurbaşkanlığımız, Milli İstihbarat ve Polis Teşkilatlarımız kendi savaş uçaklarımızla bombalanmış, tanklarımız kendi insanlarımızın üstüne sürülmüş, helikopterlerimizden açılan ateşle demokrasimizi savunmak için sokağa çıkan insanlarımız şehit edilmiştir. Başkent Ankara’nın Gölbaşı ilçesindeki Polis Harekat Merkezimize savaş uçaklarıyla öylesine güçlü bombalar atılmıştır ki şehit düşen 51 polisimizin naaşlarına ulaşılamamıştır. Tıpkı DEAŞ ve El Kaide gibi dini istismar eden FETÖ şebekesi içinde radikalleşmenin ötesinde, adeta robotlaşan bu sapkın teröristlerin 15 Temmuz gecesi ortaya koyduğu bu hainliğin Türk insanının hafızasından silinmesine imkan bulunmamaktadır.

15 Temmuz başarısız darbe girişimi, FETÖ’nün işlediği en kanlı cürüm olmakla birlikte, esasen sadece buzdağının görünen yüzüdür. FETÖ’nün kirli şebekesinin suç karnesi oldukça kabarıktır.  15 Temmuz darbe girişiminin FETÖ’nün arzettiği tehdit anlaşıldığı ve örgüte karşı önlem alınmaya başlandığı için icra edildiği unutulmamalıdır. 

Geçtiğimiz dört yıl boyunca FETÖ yapılanmasına yönelik olarak sürdürülen soruşturmalarda ve yargılama süreçlerinde terör örgütünün yıllardır işlediği birçok suçun detaylarının yanısıra, örgütün mahrem üyeleri ve istihbarat faaliyetlerini ortaya çıkaran bulgular da tespit edilmiştir. Terör örgütünün 250 bin kullanıcısı olan kriptolu haberleşme sistemi Bylock uygulamasının örgütün istihbarat toplama, rüşvet, sınav yolsuzlukları, kara para aklama, kritik konumdaki devlet kadrolarına illegal yollarla adam yerleştirme, belgede sahtecilik ve benzeri suçları organize etmek için kullandığı anlaşılmıştır.

Bir eğitim ve yardım hareketi maskesi altında gerçek niteliğini ve suçlarını gizleyen FETÖ kontrolündeki dershane-okul-yurt şebekesinde endokrine ettiği militanlarını yıllar boyunca sınav sorularının çalınması da dahil yasadışı yöntemlerle ordu, polis, yargı, kritik bakanlıklar, bilişim ve iletişimle ilgili kurumlar başta olmak üzere, devletin neredeyse tüm kurumlarına yerleştirmiştir. FETÖ militanlarının bu kurumlarda hızla üst kademelere yükseltilmesini temin etmek için yargı ve polis teşkilatlarındaki FETÖ mensupları tarafından masum insanlar aleyhinde sahte deliller üretilmiş, bunlar kullanılarak düzmece davalarla esasen hiç işlenmemiş suçlardan ötürü binlerce asker, polis ve bürokrat işlerinden atılarak, hapse gönderilmiştir. 

Tüm bu faaliyetleri kurduğu bankalar, şirketler, sivil toplum ve medya kuruluşlarına devlet kaynaklarından haksız ödemeler yapılması, kara para aklama ve ihalelere fesat karıştırılması da dahil kirli yöntemlerle finanse eden bu terörist örgüt, ayrıca ciddi bir istihbarat yapılanması da teşkil etmiş, kamudaki militanlarınca devletin en üst kademesindeki yöneticiler de dahil gelecekte tehdit etmek veya ortadan kaldırmak isteyebileceği binlerce insanın ofislerini, evlerini, telefon görüşmelerini kanundışı yöntemlerle dinlemiş, görüntülerini ve seslerini kaydetmiş, binlerce insan hakkında istihbarat toplamış ve bunları kirli amaçları doğrultusunda kurgulayarak kullanmıştır.

Değerli Kosovalı Dostlarım,

Tüm bu hususları dikkatinize getirme sebebim “Mehdi” olduğu iddiasıyla dünyayı sapkın görüşleri doğrultusunda şekillendirmek için yardımsever bir din adamı kisvesi altında gizlenen, ilkokul mezunu bir sözde imamın yönetimindeki FETÖ suç şebekesinin ülkenizdeki varlığının halen sürmekte olmasından kaynaklanmaktadır.

Türkiye 15 Temmuz 2016’dan bu yana titizlikle yürüttüğümüz soruşturma ve dava süreçleriyle bu terörist örgüte karşı gerekli tüm önlemleri almıştır. Hukuk devleti ilkeleri çerçevesinde devlet teşkilatımız bu örgütün militanlarından temizlenmiş, yıllar içinde büyük gizlilikle inşa ettikleri paralel devlet yapılanması çökertilmiştir. Örgütün terörist eylemlerini finanse ettiği Türkiye içindeki kaynakları kurutulmuş, kontrolündeki sivil toplum ve medya kuruluşlarının faaliyetlerine son verilmiştir.

Aldığımız önlemlerle Türkiye’deki omurgası çökertilen FETÖ’nün ağırlık merkezi örgütün yurtdışı yapılanmasına kaymıştır. Terör örgütü 100’den fazla ülkede milyarlarca dolar mali kaynağa sahip şebekesinin içerdiği okulları, yurtları, hastaneleri, şirketleri, sivil toplum ve medya kuruluşlarını devreye sokarak, demokrasimizi, ülkemizi ve insanlarımızı korumak adına aldığımız zaruri önlemleri çarpıtarak, Türkiye’yi karalamaya yönelmiştir. Bununla birlikte, Türkiye’de işledikleri suçları başta Kosova olmak üzere dünyanın diğer ülkelerinde tekrarlamadıklarının hiçbir garantisi yoktur. Geçmişte aynen Türkiye’de olduğu gibi, örgütün kendini gizlediği “kanunlara uygun hareket etme” maskesi, yandaşlarına uygulattığı akılalmaz takiye yöntemleri,  yargı ve polis gibi kamu kurumları ile medya ve sivil toplum kuruluşlarındaki militanlarının engelleyici faaliyetleri bu terör örgütünün ülkenize arzettiği tehdidin gerçek boyutlarını zamanında anlamanızı geciktiriyor olabilir. “Dost acı söyler”; Türkiye’nin FETÖ teröristleriyle yaşadığı kötü tecrübeyi başta Kosova olmak üzere FETÖ’nün bir şekilde mevcudiyetini sürdürdüğü tüm ülkelerin kendi güvenlikleri perspektifinden irdelemeleri şüphesiz yararlı olacaktır.  Biz Türkiye’nin düşmanının Kosova’nın dostu olamayacağına samimiyetle inanıyoruz.

Türkiye olarak FETÖ terör örgütünün arzettiği tehdit hakkında tüm dostlarımızı uyarmaya devam edeceğiz. Her geçen gün bu terör yapısına karşı farkındalığın artmakta olduğunu, insanların eğitim hareketi maskesi arkasında gizlenmiş kirli ve sinsi yapılanmayı anlamaya başladığını, birçok ülkenin istihbarat teşkilatının bu yeni nesil terör örgütünü mercek altına aldığını, çeşitli ülkeler ve uluslararası örgütlerin FETÖ’yü terör örgütü olarak ilan etmeye başladığını memnuniyetle görüyoruz.

Bu çerçevede bugüne kadar toplam 38 ülkede FETÖ iltisaklı okul ve kursların kapatılmış olmasından; 20 ülkede okulların Türkiye Maarif Vakfımıza devredilmesinden,  çeşitli ülkelerin örgütün masum kimlikler arkasında gizlenen militanlarını yargılanmaları için ülkemize sınırdışı etmeye  devam etmesinden, bu çerçevede üçüncü ülkelere sınırdışı edilenlerin yanısıra, 20’den fazla ülkeden 120’yi aşkın FETÖ mensubunun Türkiye’ye sınırdışı edilmesinden  memnuniyet duyuyoruz. Ayrıca, Maarif Vakfımızın aralarında Kosova’nın da bulunduğu 22 ülkede okullar açmış olduğunu gururla paylaşmak isterim. Sadece Maarif Vakfımıza ait okulların Türkiye Cumhuriyeti’nin desteğine sahip olduğunu zaten biliyorsunuz.     

Bu çerçevede Kosova’lı dostlarımızın Türkiye’nin bu örgütün gerçek niteliğini bilmeden yaptığı hatalardan ders almalarını, Kosova’nın bu teröristlere güvenli bir liman haline gelmesine ve örgütün Kosova’ya da zarar vermesine engel olmalarını ve bu örgütün Kosova’nın kendi çocuklarını Kosova’nın düşmanları haline getirmesine daha fazla geç kalmadan son vermek için gereken adımları atmalarını temenni ediyoruz.

 

Devamını Oku

FETÖ’yle mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz

FETÖ’yle mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz
1

BEĞENDİM

ABONE OL

Değerli Kosovalı Soydaşlarım,

Bugün Türkiye’nin maruz kaldığı en kanlı terörist saldırı olan 15 Temmuz hain darbe girişiminin üçüncü yıldönümü. Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) saldırısına karşı koyan, her görüşten yüzbinlerce vatandaşımızın demokrasimizi savunmak  için meydanlara çıkarak, tankların, savaş uçaklarının ve helikopterlerin karşısında sergilediği cesareti “15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü” olarak idrak ediyoruz.

Bugün Türkiye olarak, bu hain terörist saldırıda şehit düşen 251 vatandaşımızın aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyor, 2000’den fazla gazimizinfedakarlıklarını onurlandırıyoruz.Demokrasive hukukun üstünlüğü ile en başta yaşam hakkı olmak üzere, insan haklarını ihlal eden,masum insanlarımıza ve ülkemize zarar vermek isteyen başta FETÖ olmak üzere, tüm terör örgütlerini bir kez daha lanetliyoruz. Demokrasimize, Cumhuriyetimize ve vatandaşlarımıza sımsıkı sarılıyor, ülkemizi, devletimizi ve insanlarımızı korumak içinher türlü terörist saldırıya karşı koyacağımızı yineliyoruz.

15 Temmuz 2016 gecesi,yıllarca eğitim hareketi kisvesiarkasında gizlenmiş, bu kanuni maskenin altında kanundışı yöntemlerle devletin tüm önemli kurumlarına sızmışbir terör şebekesinin tıpkı DEAŞ, El Kaide veya Boko Haram gibi dini istismar ederek ve kendi amaçları doğrultusunda çarpıtarakradikalleştirdiği, hatta robotlaştırdığı kendi insanlarımızın saldırısına ve ihanetine uğradık.

Parlamentomuz, Cumhurbaşkanlığımız,Milli İstihbarat ve Polis Teşkilatlarımız kendi vergilerimizle satın aldığımız savaş uçaklarıyla ve helikopterlerle bombalandı.  Dahası,  tanklarımızı kendi insanlarımızın üstüne sürdüler. Helikopterlerden açılan ateşle demokrasimizi savunmak için sokağa çıkan insanlarımız şehit edildi. Cumhurbaşkanımıza suikast düzenlemek istediler. Hainlere direnen Genelkurmay Başkanımız ve üst komuta kademesi darbecilerin üssüne kaçırıldı. Darbecileri engellemek isteyen asker ve polislerimiz kendi silah arkadaşlarınca şehit edildi.

Halkımızın meydanlarda sergilediği demokratik direniş, hainlere katılmayı reddeden asker ve polisimizin desteği ve başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere, siyasi liderlerimizin sergilediği dirayetli tutum sayesinde bu terör saldırısını akamete uğratabildik. Darbeye geçit vermedik, demokrasimizi,  ülkemizi ve insanımızı koruduk.

15 Temmuz, FETÖ terör örgütünün devletimize yönelik oluşturduğu büyük tehdidi ortaya koymuştur. Esasen, 15 Temmuz’un tüm boyutlarıyla anlaşılabilmesi için FETÖ’nün on yıllar boyunca, okul ve dershanelerden başlamak üzere oluşturduğu karanlık şebekenin ve evvelce gerçekleştirdiği eylemlerin de değerlendirilmesi elzemdir.

Filhakika, masumane bir eğitim hareketi kisvesi altında kurduğu okullarda genç beyinleri endoktrine etmek suretiyle örgüt liderliğinin talimatlarını sorgusuz yerine getiren, bu uğurda hiçbir yasal ve ahlaki norm tanımayan radikal bir müridler grubu yetiştirilmiştir. Bu okullardan mezun olanlar, sınav sorularının çalınması suretiyle devletin en kritik kurumlarına yerleştirilmiş, örgütün önünde engel gördükleri her türlü kumpasla bertaraf edilmiştir. FETÖ, devletin kaynakları ve otoritesini örgüt çıkarları doğrultusunda kötüye kullanmak suretiyle, ekonomik ve siyasi nüfuzunu güçlendirmiştir.FETÖ’nün en kritik kurumumuz olan Türk Silahlı Kuvvetleri içinde dahi kurduğu mahrem yapılanmanın büyüklüğü maalesef 15 Temmuz’da anlaşılabilmiştir.

Bu büyük tehdidin bertaraf edilmesinde en büyük pay, kendi iradesi üzerinde bir güç tanımadığını, devletini ve demokratik kazanımlarını korumak için hayatını vermeye hazır olduğunu ortaya koyan Türk halkına aittir.

Geçtiğimiz üç yıl içerisinde devletimizin temel önceliklerinden birini yurt içinde ve yurt dışında FETÖ’yle mücadele oluşturmuştur.  Yurt içinde, çabalarımız üç ana kulvarda sürdürülmektedir:

-Öncelikle 15 Temmuz sorumlularının hukukun üstünlüğü ilkesi temelinde adalet önünde hesap vermeleri sağlanmıştır.

-FETÖ’nün devlet kurumları içerisindeki örgütsel yapılanması deşifre edilmiş, mensupları hakkında idarive adli süreçler başlatılmış, nihai tahlilde örgütün “paralel devlet yapılanması” çökertilmiştir.

-FETÖ’nün devlet kurumları dışında kalıp eğitimden medyaya ve bankacılık sektörüne uzanan ve ekonominin tüm alanlarına yayılan paravan oluşumları da ortadan kaldırılmıştır.

Karşı karşıya bulunduğumuz olağanüstü güvenlik sınamalarına rağmen, yurtiçindeki mücadelemiz hukukun üstünlüğü, temel hak ve özgürlüklerin korunması prensipleri temelinde yürütülmüştür. Herhangi bir mağduriyet yaşanmaması için gayret sarfedilmiş, meydana geldiği ileri sürülen mağduriyetlerin incelenmesi ve çözümlenmesi için yeni mekanizmalar ihdas edilmiştir.

Bu süreçte, FETÖ önemli dönüşüm yaşamıştır. Türkiye’deki ana omurgasını kaybeden örgüt,  yurtdışı yapılanmasıyla ayakta kalmaya çalışmaktadır. Dolayısıyla, Türkiye dışındaki FETÖ yapılarıyla mücadele daha büyük önem kazanmıştır.

FETÖ’nün yurtdışı yapılanmasıyla mücadele en öncelikli gündem maddelerimizden biri olmuş; çabalarımızın temel eksenini, FETÖ’nün faaliyet gösterdiği diğer ülkeler bakımından da bir güvenlik riski olduğu gerçeğinin ortaya konulması teşkil etmiştir. Bu bağlamda FETÖ’nün, 1990’lardan itibaren yayıldığı diğer ülkelerde de Türkiye’dekine benzer yapılanmalar oluşturarak, kendisine siyasi ve ekonomik nüfuz alanları yaratmayı amaçladığı, bu doğrultuda bulunduğu ülkelerin kanunlarını ihlal etmekten çekinmediği, adeta bir istihbarat örgütü gibi çalıştığı yabancı muhataplarımıza vurgulanmaktadır.

Diğer taraftan, FETÖ terör örgütünün yurtdışındaki hareket alanının daraltılması, mensuplarının adaletten kaçmalarının ve para transferlerinin engellenmesi amacıyla idari tedbirler ve adli süreçler de devreye konulmuştur. FETÖ’nün yurtdışı yapılanmasının önde gelen elebaşlarına yönelik olarak Türkiye’de açılan soruşturmalar kapsamında, şahısların bulunduğu ülkelere iade taleplerimiz iletilmiştir.

Özellikle eğitim alanında FETÖ’ye karşı adımların mağduriyet yaratmasını engellemek amacıyla, Türkiye Maarif Vakfımız dünya çapında faaliyetlerini sürdürmektedir.

Bu çerçevede, FETÖ’nünherşeyden önce,kendisini lanse etme çalıştığı şekilde eğitim ve hayır işleriyle uğraşan toplumsal bir hareket olmadığı,  siyasi ve ekonomik emelleri bulunan karanlık ve sinsi bir örgüt olduğu uluslararası planda istediğimiz kadar hızlı şekilde olmasa da anlaşılmaya başlanmıştır. Yabancı kamuoylarında örgütün niteliğine dair belirgin bir farkındalık oluşmuştur.

Çeşitli ülkeler ve uluslararası örgütler, FETÖ’yü terör örgütü olarak ilan etmişlerdir. Bu çerçevede; 19 Ekim 2016 tarihinde düzenlenen İİT Dışişleri Bakanları 43. Toplantısında FETÖ terör örgütü olarak ilan edilmiş; benzer bir karar  1 Aralık 2016 tarihinde Asya Parlamenterler Asamblesi tarafından alınmış; 27 Ocak 2017 tarihinde ise İİT Parlamenterler Birliği’nin 12.  Konferansında teyit edilmiştir. KKTC’nin yanısıra Pakistan Yüksek Mahkemesi, 28 Aralık 2018 tarihinde aldığı kararla, FETÖ’yü terör örgütü olarak tanımlamıştır.

Üçüncü ülkelerde FETÖ’ye karşı oluşan farkındalık, sözkonusu ülkeler tarafından bu unsurların faaliyetlerinin yakından izlenmesi ve soruşturulması sonucunu da doğurmuştur. Çeşitli ülkelerde FETÖ iltisaklı  oluşumların giriştikleri gayri kanuni işlemler ortaya çıkartılmıştır. Örgüt mensupları  sınırdışı edilmiştir. Üçüncü ülkelere sınırdışı edilenlerin yanısıra 20’den fazla ülkeden 110’u aşkın FETÖ mensubunun Türkiye’ye sınırdışı edilmesi sağlanmıştır.

Türkiye Maarif Vakfımız, 18 ülkede FETÖ iltisaklı okulları devralmıştır. 36 ülkede FETÖ iltisaklı okul ve dil kursları sonlandırılmıştır.

Bu çabalarımız yurtdışındaki örgüt üyeleri üzerindeki baskıyı arttırmış, örgütün yurtdışı yapılanmasında ve manevra alanında da ciddi daralma yaşanmıştır. Türkiye’nin yanısıra başta Afrika olmak üzere, faaliyet gösterdikleri bir çok ülkeden kaçışlar yoğunlaşmıştır.

FETÖ’nün küresel ağında gözle görülür bir bozulma yaşanırken örgüt, çeşitli kara propagandave lobi imkânlarını kullanarak asılsız haberler üzerinden mağduriyet hikâyesi yaratmaya, medyada tekrar görünür olmaya, Türkiye’ye düşman çevrelerle işbirliğini güçlendirmeye gayret etmektedir.

Kıymetli Kosovalı Soydaşlarım,

FETÖ’nün yurtdışındaki yapılanmasına yönelik çabalarımız uzun soluklu bir mücadele olup, ülkemiz bu doğrultudaki çalışmalarını önümüzdeki dönemde de kararlılıkla sürdürecektir. Bu noktada sizlerin de özellikle Kosovalı dostlarımızı bu terör örgütünün arzettiği tehdit hakkında bilgilendirmeye devam etmeniz ve FETÖ’nün maskesini düşürmeyi sürdürmeniz çalışmalarımızda bizlere destek olacak; bu terör örgütünün, Kosova’nın kendi çocuklarını Kosova’nın düşmanları haline getirmesine engel olacaktır.

Bu vesileyle, 15 Temmuz şehitlerimiz başta olmak üzere Türkiye için canını feda eden tüm şehitlerimizi bir kez daha rahmetle anıyor, kahraman gazilerimize şükranlarımı sunuyorum.

 

                                                                                                            Çağrı SAKAR

                                                                                                               Büyükelçi

Devamını Oku