a
ERCAN KASAP

ERCAN KASAP

13 Mayıs 2024 Pazartesi

SON BEŞ GÜN…

SON BEŞ GÜN…
1

BEĞENDİM

ABONE OL

Bir işin büyük bölümünün yapılıp sonuna yaklaşıldığını anlatmak için  sık sık “yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik” deyimini kullanırız. Bu deyim, “bir işin çoğunu yaparak, bitirecek duruma getirmek” manasında kullanılır.

Bence tam da  Kosova’da sona yaklaşan nüfus sayımı için geçerli olabilecek bir deyim. Son beş gün kaldı…

Biz Kosovalı Türkler için, varlığımızı sürdürebilir hale getirmekte alternatifi olmayan bu kapsamlı sürecin sayılı günleri kaldı.

Son üç ayda birçok etkinlik ve farklı programlarla nüfus sayımının  önemine sayısız kez vurgu yapıldı, nüfus sayımında ulusal kimliğimizi beyan etmenin, bu topraklarda Türk varlığının kalıcı olması için nasıl bir kerameti olduğunun defalarca altı çizildi.

Aslında kendine Türk diyen sıradan vatandaş olsun, aydın olsun, esnaf olsun, yönetici olsun, her birimiz  nüfus sayımını, başarıyla sonuçlandıracak bir misyon olarak belledik. Bu da doğru bir yaklaşımdı. Şimdi bu misyonu sonuna kadar yerine getirmek için az bir zaman kaldı.

Demem o ki, nüfus sayımına hala katılmamış, hala kaydını yaptırmamış bir insanımız varsa eğer, fazla vakit kaybetmeden ya Türk sayım memurunu telefondan arayarak  kaydını yaptırmasını isteyecek, ya da yaşadığı belediyeye gidip, kaydını yaptırması gerekecek.

Çünkü nüfus sayımı, ihmale gelmeyecek kadar hafife alınacak bir konu değil, asla yabana itilecek bir mesele değil, hiçbir şekilde göz ardı edilecek bir mevzu değil, önemsiz ve sıradan bir işlem  hiç de değil!

Hadi son bir vuruş kaldı, bitirelim şu işi…Aksi halde vizyonu olmayan bir avuç insan durumuna düşebiliriz maazallah.

Geri dönüşü ya da geleceği çalınmış bir toplum yerine, geleceği parlak olan, Türklük ve Türkçe’nin meşalesini gururla taşıyacak genç nesillere güzel bir gelecek vaat eden bir toplum olmaya devam edelim.

Nüfus sayımı ile alakalı görevimizi yerine getirmemek, kimliğimizi korumakta, dilimizi, eğitim ve kültürümüzü muhafaza etmekte, haklarımızı daha ileri bir seviyeye taşımakta aydınlanamamışız demektir. Bunu hiçbirimiz  istemeyiz.

Umutlarımızı, hayallerimizi diri tutmak için son hamleyi yapalım, kendini Türk bilen, kaydını Türk olarak yaptırsın ki, gururla herkese “Biz varız, var olmaya devam edeceğiz” diyelim.

Ercan Kasap

13.05.2024

Devamını Oku

MÜSTERİH OLALIM…

MÜSTERİH OLALIM…
3

BEĞENDİM

ABONE OL

Devam etmekte olan nüfus sayımı sürecinde ve bu sürecin kapsadığı işlemlerde bazı olumsuzlukların yaşanacağını biliyorduk, ya da en azından tahmin ediyorduk.

Süreç içinde teknik aksamalarla, Türk sayımcı ya da sayım memuruna ulaşmamız, vehayut sayım memurunun bize ulaşması, yeteri sayıda sayım memurunun  temin edilmesi ve talep edilmesinde bazı hoş olmayan olgularla karşı karşıya kalacağımızı öngörebiliyorduk.

Söz gelimi, Prizren’de başta olmak üzere Türklerin yaşadığı diğer belediyelerde Türkler ve diğer azınlıktaki topluluk mensuplarının bir hafta gecikmeyle kayıt işlerine başlamalarından, Priştine’de az sayıda sayım memurunun görev almasından, e-diaspora formlarında  Türkçe’nin ve etnik köken maddesinin yer almamasına kadar, bir çok rahatsız edici olumsuzluklarla burun buruna kalacağımız belliydi.

Neden mi? Çünkü geçmişte yapılan nüfus sayımlarında belirli olumsuzluklarla karşılaşmıştık. Hatırlayan çok iyi bilir. Geçmiş  nüfus sayımlarında da biz Türkler akla gelmeyecek sorunlarla karşılaşmış, bu sorunlara göğüs germek mecburiyetinde kalmıştık.

Bu nüfus sayımında da mutlaka insanlarımızın her çeşit zorluk ve olumsuzluğa göğüs gereceğine eminim.

Biz, kapımızı çalan sayım memurunun, Türk sayım memuru talebimizi mırıldanarak karşıladığına,Türk sayım memuru talep ederken Arnavut sayım memurunun Türk ailelerin varlığı karşısında şaşkınlığını gizlememesi gibi tuhah tuhaf mimiklerine aldırış etmeyeceğiz.

Biz sakin sakin Türk sayım memuru tarafından kaydın yaptırılmasını talep etmeye devam edeceğiz, Türk olmayan sayım memurlarının tablette ilk sırada etnik köken bölümüne ne yazdığını kontrol edeceğiz.

Sayım memurlarının bize ulaşması için Sayım Platformunun Kosova Nüfus Sayımı 2024  sosyal medya sayfasında yer alan telefon numaralına bakacağız, Türkçe medyalardaki bilgilendirici haberlere göz atacağız.

Yeter ki, kasıtlı ya da kasıtsız olsun yaşanan bazı olumsuzluklar  karşısında  öfkelenmeyecek, milli davamızın parçası olan Türk yazılmamızda irademizi konuşturacağız.

Bizi Türk yazılmaktan hiç kimse hiçbir hareket ve davranışıyla bezdiremeyecektir.

Müsterih olalım, çünkü kararlıyız, Türk kimliğimizden vazgeçmeyiz, vazgeçmeyeceğiz.

Kaderimizi, irademizi hiç kimseye kiralamak niyetinde değiliz. Bizim sezonluk kimliğe ihtiyacımız yok çünkü. Ne isek o…Ecdadımız ne idiyse biz de oyuz. Farklı bir kimlik ifade etmek bize yakışmaz…

Ne mutlu Türk yazılana…

Ercan Kasap

26.04.2024

Devamını Oku

GELECEĞİN ANAHTARI GENÇLER

GELECEĞİN ANAHTARI GENÇLER
2

BEĞENDİM

ABONE OL

Sürdürülebilir geleceğin anahtarı, tartışmasız gençlerin elinde.

Hep diyoruz, gençlerimiz başımızın tacı ancak biz bunu kendilerine yeterince hissettiremiyoruz.

Hep tekrar ediyoruz, gençler umudumuz, gücümüz ve geleceğimizdir, ama biz bunu kendilerine yeterince inandırıcı şekilde anlatmıyoruz.

Aslında biz, günümüz gençlerinin ya da milenyum kuşağının hayatımızda etkisi ve öneminin her geçen gün daha da etkin hale geldiğini göremiyoruz.

Teknolojiye hakimiyetleri, yaratıcılıkları ve işbirliği becerileriyle, farklı  ortamlarda önemli bir değer yarattıklarının bilincinde olmalıyız. Çünkü yenilikçi düşünceyi teşvik eden ve çeşitli bakış açılarıyla insanları etkileyebilen yine gençler.

Teknolojinin hızla ilerlediği bilgi çağın öncüleri olan gençler, dünyanın dört bir yanına saniyeler içinde yayılan bilgiyle, hem kendi hayatlarını hem de toplumumuzu  dönüştürme gücüne sahipler.

Dolayısıyla gençlere olan inancımızın tam ve sarsılmaz olduğunu her fırsatta vurgulamalıyız.

O halde gençler, Kosova’da devam etmekte olan nüfus sayımında da büyük bir rol oynayabilirler.

Dinamik olmaları, yetenekleri ve potansiyelleri, nüfus sayımında Türklerin sayısının artmasında bir hayli faydalı olabilir.

Bu nedenle gençler, yaş itibariyle diğer yetişkinlerle birlikte nüfus sayımına büyük bir katkı sağlayabilir.

Bu süreçte gençlerden çok daha aktif ve heyecan verici çalışmalarda bulunmasını beklemek, Kosova’da Türk gençliğine yüklenen sorumlulukları hatırlatmak olarak algılanmalı.

Nitekim, nüfus sayımı öncesi ve sürecin devam ettiği günlerde sivil toplum kuruluşlarındaki (STK) gençlerimiz hatırı sayılır çalışmalara imza attılar. Bu faaliyetler, yalnızca süreç hakkında bilgilendirme ve bilinçlendirme toplantılarına katılmak yanı sıra, Türk kimliğimizin pekişmesinde  halkla birebir sohbetler bağlamında da  son derece etkili olabilir.

Her dönemde gençlik, toplumun ilerlemesi için anahtar rol oynadığına göre, enerjik, dinamik ve yenilikçi ruhlarıyla  toplumsal değişimin ve gelişimin öncüsü olduğuna göre, nüfus sayımında da üstlendikleri sorumluluklarını eksiksiz yerine getireceklerine güvenimiz tamdır.

Kosova Türk gençleri ki, onlarsız ne geleceği tasarlayabilir, ne de teminat altına alabilir, ne de toplumu bugünden yarına taşıyabiliriz.

Gençlere sorumluluk yüklenmeli ki, özgüven duygusuyla karar alabilsinler. Aldıkları kararlar, Türk toplumunun yolunu aydınlatsın. Nüfus sayımı da bu aydınlık içinde kimlik ve benliğimizi koruyabilmek için vazgeçilmez bir  fırsat…

Ercan Kasap

14.04.2024

Devamını Oku

BUGÜN GELECEĞİMİZİ BELİRLEYECEK ÖNEMLİ BİR SINAV BAŞLIYOR

BUGÜN GELECEĞİMİZİ BELİRLEYECEK ÖNEMLİ BİR SINAV BAŞLIYOR
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Bugün Kosova genelinde en büyük istatistik operasyonu başlıyor. 2024 Nüfus Sayımı…

Türk halkı için bir dönemeç olmalı bu nüfus sayımı…

Nüfus sayımı Türk toplumunun Kosova’da kalıcılığı açısından, Kosova’daki Türkleri geleceğe taşımak açısından çok önemli…

Nüfus sayımında ulusal kimliğimizi beyan etmek son derece gerekli ve önemli…

Gelecekte Kosovalı Türklerin nasıl bir yaşamı olacak, halkımız sürdürelebilir bir gelişmeyi nasıl planlayabilecek, gelecek kuşakların ihtiyaçlarını daha şimdiden nasıl belirleyebiliriz gibi beklentilerimiz,  nüfus sayımında ortaya çıkacak sayımıza bağlı olacak.

Daha fazla hak talep etmek yada ihlallere karşı çıkabilmek için rakamlara ihtiyacımız var.

Asla aklımızdan çıkarmamamız gerekecek bir husus varsa o da, bugün start alan ve 17 Mayıs tarihine kadar sürecek olan nüfus sayımında etnik kimliğimizi  Türk olarak kayıtlamamız, geleceğimizi belirlemek ve şekillendirmek için önemli bir sınav olacak.

Ulusal mensubiyetimiz ile ilgili vereceğimiz karar, hayati önem taşımaktadır. Çünkü kaderimiz de, geleceğimiz de buna bağlı olacak.

Peki insan rakam mıdır sorarsanız eğer, evet nufüs sayımında insan rakamdır.Rakamlar da daha fazla hak, daha fazla özgürlük, daha yüksek standart, toplum içinde saygınlık demektir.  Rakamlar, basit bir deyişle, Kosovalıların bu kapsamda azınlık topluluğu olarak Kosovalı Türklerin gerçek fotoğrafı olacak.

Nüfus sayımında hiç korkmadan, çekinmeden, endişe duymadan etnik mensubiyetin beyan edilmesi, sürdürülebilir geleceğimizin anahtarıdır. Bu topraklarda varlığımızın devamı demektir.

Nüfus sayımının Türk toplumunun Kosova’da kalıcılığı açısından, Kosova’daki Türkleri geleceğe taşımak bakımında nasıl bir rol oynacağına dair fazla söz söylemek gerekmez. İnancım şudur ki, kendini Türk olarak hisseden, Türk olarak yaşayan, Türk olarak gurur duyan, Türk olarak düşünen ve Türkçe’den asla kopmayan herkes bunun bilincindedir.

Bugün hepimiz için uyanış günü olmalı, uyanık olma günüdür.

Nüfus sayımı milli davamızdır. Nüfus sayımı, kimlik satımı değildir. Nüfus sayımı asla ve kata kimlik kıyımı olmamalı. Bu davanın mücadelesi bugün başladı. Bu mücadeleyi de diğer mücadeleler gibi kazanacağız. Kazanmalıyız…

Asla unutmayalım, nüfus sayımının tekrarı yoktur.

Dolayısıyla hepimize hayırlı olsun! Ne mutlu Türk yazılana!

Ercan Kasap

05.04.2024

Devamını Oku

GEÇMİŞLE YÜZLEŞME VE BARIŞ SÜREÇLERİNDE MEDYANIN ROLÜ

GEÇMİŞLE YÜZLEŞME VE BARIŞ SÜREÇLERİNDE MEDYANIN ROLÜ
2

BEĞENDİM

ABONE OL

“Geçmişle Yüzleşme ve Çatışmaya Duyarlı Habercilik İçin Gazetecilik Akademisi” kapsamında, Geçmişle Yüzleşme ve Barış Süreçlerinde Medyanın Rolünü ele almaya çalışacağız.

Kosova, aşılması kolay olamayan acıları, derin travmaları içinde barındıran büyük bir savaş trajedisi yaşadı 25 yıl önce.

Karanlığın simgesi haline gelen Miloşeviç rejiminin Kosova halkı üzerinde gerçekleştirdiği katliamlar sonucu 15 bin mahsun can, anlaşılması zor olan yayılmacı ve baskıcı bir ideolojinİn kurbanı oldu.

Kosova özgürlüğe kavuşalı 25 yıl oldu. Bir yandan Kosova Kurtuluş Ordusu’nun (UÇK) özgürlük için verdiği silahlı mücadelesi diğer yandan NATO güçleri, tarihinde en geniş kapsamlı 78 günlük hava harekatı sonunda, Kosova halkı özgürlük havasını teneffüs etmeye başladı. Ancak aradan 25 yıl geçmesine rağmen yaşanan insani tajediyi kolay kolay unutmak mümkün değil. Yaraların sarılması için de yılların geçmesi kaçınılmaz. Çünkü hala Sırp güçlerinin toplu mezarlara gömdüğü bin 600’den fazla kayıp insanımız için dökülen göz yaşları henüz dinmedi.

Savaş felaketini yaşayan her Kosovalı’nın zihninde, iki yıllık savaşta 1 milyon insanın toplu halde Sırp güçleri tarafından evleri ve vatandaları terk ederek,  komşu ülkelere sürülmesi, binlerce evin yakılması, altyapıya verilen büyük hasarlardan kalan fotoğraflar hala silinmedi. Üzüntüye boğan bu duygulardan kurtulmak zaman gerektiriyor maalesef…

Buna rağmen, savaşın getirdiği olumsuzlukları sürekli hatırlamanın ya da her fırsatta ilk sırada medyalarda trajedi haberlerinin servis edilmesinin Kosovalıların psikolojisini etkileyen yan etkilerini de gözardı edemeyiz. Bu, kindar bir toplumun oluşmasına yol açması tehlikesini taşımaktadır.

Medyanın, geçmişte yaşanan savaşın günümüzde Kosova’da yaşayan halklar tarfından değil, o dönemin Sırbistan yönetimi tarafından başlatıldığını hatırlatması, toplumsal barış için önemli bir rol oynamaktadır.

Savaş ve savaşın her birimizden götürdükleri asla unutulmamalı, yabana atılmamalıdır. Ancak, geçmişten beslenerek geleceğe bakmanın fazla bir faydası olacağı düşünülmemeli. Evet, geçmiş unutulmamalı, ancak geleceğe farklı açılardan yaklaşılarak, barış yanlısı bir toplum için çaba gösterilmeli. Kolay bir iş değil, ancak, geçmişle başa çıkarak, sağlam bir geleceği inşa etmenin tek yolu, bölgede ve daha geniş çapta barışı tesis etmek stratejisinden geçer.

Bu nedenle, “Geçmişle Yüzleşme ve Çatışmaya Duyarlı Habercilik” bu stratejinin en temel hareket noktası olmalı. Duyarlı habercilik, barışçıl habercilik olarak da isimlendirilebilir. Konu, “Geçmişin Aynasında Bugünün Haberciliği”, ya da “Tarihsel Bellek ve Habercilik İlişkisi” perspektiflerinden ele alınabilir.

Günümüzde, Kosova medyasındaki habercilik örneklerine baktığımızda, geçmiş olayların günümüz haberlerini etkileyebildiğine ve zaman zaman karşı taraf üzerinde öfke ve nefret duygularını körüklediğine ya da tarihsel olayların günümüz haberlerinin anlamını olumsuz yönde etkileyebildiğine tanık olabiliyoruz.

Geçmişte yaşanan olayların toplumun hafızasında ayrı bir yer edindiği ve bu hafızanın haber değerlendirmesi üzerinde etkili olduğunu asla gözardı etmemeliyiz.

Medya toplumsal hafızayı şekilllendiren önemli bir unsurdur ve haber seçimlerinin arkasındaki etkenleri irdeleyebiliriz.

Her daim geçmişin derinliklerine inerek, günümüz haberlerini daha derinlemesine anlamlandırmamıza yardımcı olabileceğini varsayarak,

sürekli intikam peşinde olanların duygularını kamçılayacak haberler yerine, medyanın barış süreçlerine katkı sağlamasının çok daha yararlı ve tutarlı olabilecek haberlere yönelmesi daha faydalı bir yaklaşım olabilir.

Medyada, Kosova savaşı söz konusu olunca geçmişte yaşananlar ve çekilen açıların, dinleyci, izleyici ve okuyucuya hangi şekilde aktarıldığı ya da yansıtıldığı çok kritik. Dolayısıyla yakın geçmişimizle ilgili haberleri hazırlarken hareket edilecek nokta, barış süreçlerinin zeddelenmemesi, daha doğrusu bu süreçlerin teşvik edilmesi olacak. Haberin toplumsal etkisi herşeyden çok önemlidir.

Geçmişle yüzleşmekte, medyanın tarafsızlığı ve gerçekçiliğini öncelemesinin ayrı bir sorumluluk taşıdığına göre, geleceği şekillendirecek haberlerin geçmişle ilişkilendirerek topluma sunulması, toplumun olayları doğru bir şekilde algılamakta etkili olabilir.

Medya, tüm tarafların görüşlerini yansıtmalı ve toplumun farklı kesimlerine dürüst bir şekilde yer vermeli ilkesinin saygılandığı örnekleri her ne kadar mevcutsa, bu ilkenin daha kapsayıcı ve yaygın olması şarttır.

Bu nedenle geçmişle yüzleşme, çatışma bölgelerinde barış süreçlerinin başarısı için önemli bir adımdır. Medyanın bu konudaki rölü çok önemlidir. Geçmişle yüzleşmek, gazetecilerin etkili bir şekilde toplumu bilgilendirme ve habercilikte daha duyarlı bir yaklaşım benimsemelerine yardımcı olabilir. Örneğin, medyalarda tarihten bir olay kaleme alındığında ve incelendiğinde, Kosova’nın kuzeyinde yaşananların örneğinde geçmişte yaşanların tekrar  ettiğine vurgu yapılması, toplumun tepkisini tetikleyebilir.

Sonuç olarak, medyanın geçmişle yüzleşme sürecindeki rolü, barışın inşasında ve toplumların birlikte yaşama iradesinin güçlenmesinde kritik bir öneme sahiptir. Medya, geçmişte yaşanan acıları ve haksızlıkları doğru bir şekilde aktararak toplumun ortak bir tarih anlayışı oluşturmasına yardımcı olabilir ve böylece barışın kalıcı olmasını sağlayabilir.

Ercan Kasap

24.03.2024

Devamını Oku