a
SİZİN KÖŞENİZ

SİZİN KÖŞENİZ

06 Mart 2024 Çarşamba

GERÇEK DERNEĞİ’NDEKİ BAZI BİLİNMEYEN GERÇEKLER

0

BEĞENDİM

ABONE OL

“Gerçek” Kültür Sanat ve Spor Derneğindeki bazı gelişmelerden dolayı bu derneğin 40 yıllık üyesi,eski başkanı ve Kosova’nın bir Türk aydını olarak kamuoyunu bilgilendirmek benim için bir görev oldu artık.

Aynı zamanda şu an Gerçek derneğinin Denetim komisiyonunda üye olmam bu yükümlülüğümü daha da arttırmaktadır.

-Kemal Dobrucan’ın başkanlık görevine gelmesiyle başlayan çok kötü bir süreç ne yazık ki bir türlü durdurulamıyor yada durdurulmak istenmiyor.

-Kemal Dobrucan ne bilgisiyle,ne eğitimiyle,ne de kültürüyle böyle bir göreve hazır değildir.Tek sözle Kosova Türklerinin böyle önemli bir derneğinin başında bulunmak için hiçbir vaşifa sahip değildir.

-Ne yazık ki Kosova’da Türklerin içinde nitelikli yönetici kadro bulmak çok zor.Hele ki bu ödeeneksiz bir görev ise adeta olanaksız.Bu durum Kemal Dobrucan’ın nasıl böyle bir yere geldiğini az çok aydınlatabilir ki gelirken,ekip çalışması yapacağına,yardım etmek isteyen ehil kişilerden yardım alacağına adeta yamin etmiştir.Başkanlık sarhoşu Kemalın ilk icraatları etrafındaki tüm bilirkişileri uzaklaştırmak,dernekteki yönetim şeklini,bayağılaştırmak,ucuz puanlar toplamak için kimi sıradan etkinlikler yapmaktı.Derneğin başarısı Kemal ve ekibi için basılıca Türkiye’ye olmakla yolculuklar yapmaktı.Bu yolculuklarda kendi bir takım özel heveslerini tatmin etmekten başka bir işe yaramamıştır,ki benzer davranışlardan dolayı daha önce başkan seçildiği bir dönemde bu görevden adeta kovulmuştu.Kaliteyi gözardı ederek,daha önemlisi Kosova ve Priştine Türk gençliğinin değerlerini olduğu gibi  genel Türk çıkarlarını önemsemeden ki bence bunların farkında da değildir gelişigüzel bir yönetimde bulunmuştur.

-Deneteim kurulunun yapıcı yaklaşımlarını hep tersleyip,iletişimi dernek içinde yapamak yerine  ne yazık ki kamuoyu bildirileriyle olmasına sebep olmuştur.

Gelgelelim şu yazılı bildirilere.Kemal Dobrucan’ı çok uzun zaman şahsen tanıyan biri olarak diyorum,Kemal o bildirileri bırakın yazmak,anlamakta bile çok zorluk çeker.Kemal Dobrucan’ın Türkçe kelime hazinesi o bildirilerde kat kat asılmıştır.Bu da Kemalın arkasında saklanıp başka birilerin konuştuğu ve yazdığı gerçeğini ortaya çıkarmaktadır.Bu Kemalı eğitenler de Kosova’daki Türk milettinin iyiliğini düşündüklerinden çok kuşkuluyum.Son bildirilerinde bunların Denetim kurulu başkanı  Ekrem Safçı’yla bir sorunu olduğu aşikardır ve işte bu şekilde kendilerini ifade etmişler.

Sayın Ekrem Safçı’yı savunmak istemiyorum,buna onun ihtiyacı yok,kendisi de pakala bunu yapabilir,sadece belirtmek isterim ki bu günlerde Kosova’nın Türkiye’deki Konsolosluk görevine atandı,Kabul edilmesi gerekir ki saygın bir göreve layık görülmüş.

-Bu bildiride seçim toplantısında benim divan başkanı olarak yeni yönetim kurukunun görevinin 4 yıl olacağını  telafuz ettiğimi ve bu tu toplantıdan böyle bir kararın çıktığı yazılmıştır.Böyle bir şey asla olmamıştır bu basit bir yalandır.Bilinmesi gerekir ki yönetim kurulunun görev süresini tüzük belirler ve bu değişiklik ancak tüzük değiştirilirken yapılabilir.Seçim toplantısındaki topluluk,divan başkanlığı yada başkanı bunu asla yapamaz.

-Denetim kurulunun yönetim kuruluyla bir kez masaya oturarak toplantısı olmuştur.Bu toplantıda diğerleri arasında derneğin resmi kayıtlarda hala savaş sonrası kurucu başkanı yani benim üzerime kayıtlı olduğu görülmekte olduğu belirtildi.Başkanlığın devrinin de sadece benim imzamla mümkün olduğu bildirildi.Başkanlıktan ayrılalı 8 yıl geçmesine ramen hala benim başkan görülmem geçmiş yönetimlerin hatası gibi de yorumlanabilir ama derneğin çıkarlai doğrultusunda yardım etmeye hazır olduğumu belirttim.Daha geç bu devirin gerçekleştiğini öğrendim,kimin ve hangi imzayla olduğunu bilemiyorum ama kuşku duymuyor değilim.

-Dernekteki bu karmaşanın çözülmesi için resmi bir yol bulmaya çalışarak Priştine belediyesindeki siyasi temsilcimiz olan Priştine Belediye Meclisi asbaşkanı Engin Beyoğlu’yla birkaç kez görüştüm.Dernekseverlerden aldığım tepki”bırak ya zaten Kemal’in baş danışmanı Engin’dir”oldu ama ben inanmayarak temaslara devam ettim.

-Engin Beyoğlu bu görüşmelerimizde kendi görev süresinde Kemal Dobrucan gibi bir dernek başkanıyla işbirlik yapmak mecburiyetinde kaldığı için şanssız olduğunu ve böyle uymsuz bir insanla bir yere varılamayacağını söyledi.Her halükarda Kemalın görevinin sonaermesinin gerktığını vurgularken yaptığı görevin resmi olduğunu söyleyerek görev itibariyle derneğe yardımcı olmak mecburiyetinde olduğunu da dedi.Aramızda bu bildiri trafiğinin de sonaermesi gerektiğini  çünkü milletimizin imajının zedelenmesi sözkonusu bundan mevzuya uzlaştırıcı olarak kendisinin el atacağını da söyledi.Bizlerle  başta ayrı ayrı görüşerek sonra da bir araya getirip problemlerin çözülmesini sağlamaya çalışacağını belirtti.Denetim kurulu olarak istediğimiz çok anlamlıydı.Kemal yönetiminin yönetim süresindeki başarı yada başarısızlıkları yargılamak değil ,yeni seçimlerin yapılmasıydı.Yürürlükte olan tüzüğe göre 28 Şubat 2013 tarihinde yönetim kurulunun görev süresi dolmuştur bu yüzden de yeni seçimlerin yapılması mecburidir.

-Engin Beyoğlu denetim kurulunu asla gelemeyeceğimiz bir tarihte toplantıya davet etti.Gelemeyeceğimizi ve başka bir tarih talep ettiğimizi bildirdik.Engin asla bir daha bize geri dönmedi.

-Ben dernekseverlerin söylediklerinin doğru olduğunu üzüntüyle ve derin bir hayalkırıklığıyla anlamış oldum.Engin Beyoğlu’ndan medet beklerken o bizleri oyalamaktan ve mevcut dernek yönetimine vakit kazandırmaktan başka bir şey yapmamıştır.Neyin,kimin,hangi çıkar uğruna anlayabilmiş değilim.

-Yinede kendisinden bir mertlik isteyecem.Sahibi olduğu,Priştine ve Kosova Türklerinin tek özel radyosu kalan “Kent FM”tarafından da bu bildirinin en az Kemal Dobrucan’ın ve kendisinin bildirileri kadar programa verilmesidir.

-Ortamımızda açık sözlülüğümle ve samimiyetimle tanınan bir kişiyim.Asla şahsi olarak kimseye bir kastım yoktur.Milletimin değerlerini ve çıkarlarını en önde tutan bir aileden geliyorum.Birey olarak da hep bu ilkelere katkı sunmaya çalışmışımdır.

Priştine’de doğan,Kosova’lı bir Türk aydını olarak kişisel görüşlerimi ortaya koymaktayım.Gerçek derneği en önemli değerlerimizden biridir ve çok daha önemli yerlerde olmalıdır.Nedir ki şu andaki yönetim şekliyle bu asla mümkün değildir.Yeter artık beyler ,bırakın ya ,bu dernek ,bu millet daha iyisine layık.

 

”Gerçek”Derneği eski başkanı ve Derneğin Denetim Kurulu üyesi

Dr .Taner Yusuf

 

Priştine

Haziran,2013