a
" alt="b">
" alt="b">

BÜYÜKELÇİ ANGILI: KOSOVA TÜRK TOPLUMUNUN GELECEĞİ AYDINLIKTIR

Kosovaport özel röportaj

Kosova’da göreve başladığı bir yıllık süre içinde Kosova toplumu  ve bu kapsamda Türk toplumu ile iç içe olmayı ilke edinen ve bu sayede Türk toplumunun gelişmesine önemli katkılarda bulunan Türkiye’nin Priştine Büyükelçisi Sabri Tunç Angılı ‘yı Kosovaport ofisinde röportaj yapmak üzere ağırladık.

Büyükelçi Angılı’ya, Kosova liderleri ve kurumları ile gerçekleştirdiği yoğun temasları  ve  bu temasların Kosova ile Türkiye arasındaki ilişkilere yansımalarını, Kosova’nın Türkiye’den ve Türkiye’nin Kosova’dan beklentilerini, güncel konulardan nüfus sayımı ve bu süreçteki Sayım Platformlarının çalışmalarını,  Türkiye’nin, ulusal mensubiyetini Türk olarak beyan edenlere  sağlayacağı kolaylıkları ve Kosovalı Türklerin geleceğini sorduk.

KOSOVAPORT: Kosova liderleri ve kurumların temsilcileriyle sürekli temaslardasınız, hatta tabiri caizse yürüttüğünüz hiperaktif diplomasisi, iki ülke arasındaki ilişkilere nasıl yansıyor?

ANGILI: Kosova’da aktif olmak bence zor değil. Çünkü Koosova’nın gündemi çok aktif. Balkanlar’da en önemli iki kritik zaman zaman potansiyel çatışma alanı olarak görülen bölgeler bir Bosna Hersek bir de Kosova (Kosova- Sırbistan, Bosna- Sırp Cumhuriyeti), O yüzden Balkanlarda istikrar açısından buranın uluslararası gündemi etkileyen boyutu var.

İkinci Türkiye’nin Kosova ile bağları çok güçlü. Hem burada bir Türk toplumu var. Ötelerden beri Kosova bir Türk yurdu, hemde Türkiye’de Kosova asıllı çok vatandaşımız var. Dolayısıyla sadece devletler arası ilişkilerden bahsetmiyoruz. Halklar arası bir bağdan da bahsediyoruz. Bu nedenle Türkiye- Kosova ilişkileri çok canlı. Bütün bunlar sürekli olarak benim gündemime de yeni  unsurlar ekliyoe mecburen.Dolayısıyla bu hiperaktif olmak iyi bir şey mi emin değilim de, aktif olmak benim çabamdan mı kaynaklanıyor emin değilim. Buranın gündemi, iş yükü, ilişkilerin her alanda çok hızlı ve hareketli olması beni de açıkçası aktifleştiriyor. Şu an ki Hükümetle olsun, şu an muhalefette olan Kosova siyasi partiler olsun, çok eski hukukumuz var Türkiye olarak. Dolayısıyla bu her ülkede olan bir şey değil. Bir de Kosova’ nın siyaseti de çok sinamik. Balkanlarda 16 yıl gibi kısa süreli bir devlet olmasına rağmen serbest ve adil seçimlerle iktidar değişikliğini  oturtmuş ülke sayısı az. Böyle olunca tabi, Kosova Meclisi’nde, hükümetinde, siyaset çok renkli, hareketli, dinamik ve bazan kavgalı da olabiliyor. Öyle olunca Türkiye de Kosova’nın tüm aktörlerinin ne diyeceğine, nasıl davranacağına baktığı bir ülke. Çünkü Türkiye Kosova’yı tanıyan ilk ülkelerden biri.  Bu da tabi ilave bir sorumluluk yüklüyor.

KOSOVAPORT: İki ülke arasında ilişkiler perspektifinden bakıldığında  Kosova Türkiye’den, Türkiye de Kosova’dan ne bekliyor?

ANGILI:Kosova’nın Türkiye’den herhalde en fazla beklediği şey, daha fazla tanınmasına, Türkiye’nin destek sağlamasına, Türkiye de başından beri bu desteği sağlıyor açıkçası. Mesela Kosova’yı bağımsızlıktan sonra  tanımış olan Mısır gibi, Pakistan gibi Ortadoğu ülkeleri var. O zamnaki Başbakaınımızn , şimdi Cumhurbaşkanımınız doğrudan devreye girmesi olamazsa bu kararları belki çok daha zor alırlardı.

Dolayısıyla tanınma konusunda Afrika’daki bazı ülkeler için de bu geçerli. Tanıma konusunda Türkiye Kosova’ya en fazla destek veren ülkelerden biri. Bu destek bizim için bir devlet politikasıdır. Çünkü en son Avropa Konseyi üyelik sürecinde de Kosova’nın üyeliğini tavsiye eden rapora da Türkiye’nin desteği önemliydi. Bu da Türkiye’nin Kosova’nın tanınma ve uluslararası kuruluşlara üye olma çabalarına desteğinin devam edeceğinin bence en önemli göstergesi.

Kosova’nın Türkiye’den ikinci beklentisi savunma ve ekonomi alanlarında Türkiye’nin güçlü bir partner stratejik ortak olmasını istiyor. Bu aslında bizim de Kosova ile gönül bağımızın ötesinde ulusal çıkarlarımıza uygun bir beklenti. Dolayısıyla Türkiye bu beklentiye yanıt veriyor. Savunma konusunda en yakın ilişkileri olduğu ülkelerden bir tanesi Türkiye. Nato ülkeleri arasında Kosova’nın belki ABD ile birlikte en yoğun askeri ve savunma işbirliği olduğu ülke Türkiye.Bunun dışında ekonomik alanda da son iki senedir Türkiye, Kosova’nın en büyük ticari partneri. Bu sene yaklaşık bir milyar Euro’ya ulaşması beklenen ticaret hacmi var. 2019’da yürürlüğe giren Serbest Ticaret Anlaşmasının da etkisiyle ticari hacmin daha da artması konusunda emin adımlarla ilerliyoruz. Bunun dışında Kosova’da Türk şirketlerinin 400 milyon Euro’luk yatırımı var. Kosova’da bankacılık sisteminin üçte biri Türk sermayeli  bankaların elinde.

Yabancı sermaye yatırımı gelen ülkeler arasında Türkiye üçüncü sırada. Birinci ve ikinci sıradaki Almanya ve İsviçre’den gelen yatırımlar, orada yaşayan Kosova diasporasının gayrimenkule yaptığı  yatırımlarıdır. Türkiye’den gelen yatırım bankacılık, enerji, üretim, madencilik, havacılık sektörlerinde görülüyor. Türkiye’nin yatırımları Kosova’da 10 binin üzerinde kişiye iş imkanı sağladı.

Türkiye’nin Kosova’dann beklentileri ise kendi ayakları üzerindec bağımsız çok etnili bir cuömhjuriyet ve devlet olarak varlığını devam ettirmesi. Bu yolda emin adımlarla ilerlediğini görüyoruz. Kosova’nın bağımsız, demokratik bir cumhuriyet olarak Balkanlar’da var olması aslında Balkanlar’da kalıcı barış ve istikrar için önemli bir fırsat yaratıyor.

İkinci beklentimiz Kosova’daki bazı terör örgütü mervcudiyetlerini özellikle Fetö gibi sadece Türkiye’ye değil Kosova’ya da bir güvenlik tehdidi oluşturduğunu Kosova Hükümeti ve Kosovalılar tarafından daha net bir şekilde algılanması.

Artık Kosova’nın bu konuda daha somut adımlar atmasını bekliyoruz. Bu anlamda da bir terörle mücadelede işbirliği konusunda aramızda istişare mekanizmaları var. Onu ilerletmeye çalışıyoruz.

Üçüncü noktada da,  bizim için Kosova’daki tüm topluluklar,Kosova’nın asli unsurudur. Arnavutlar zaten Türkiye’nin kardeş olarak  gördüğü bir millettir. Dolayısıyla sadece siyasi temsilde değil, hayatın her alanında güçlü bir şekilde diğer toplulukların da temsil edilmesi, Kosova’nın aslında gücüne güç katacak bir etmendir. Kosova’da Türklerin de, Boşnakların da bu cumhuriyetin kendi ayakları üzerinde multi etnik demokratik cumhuriyet olarak yaşamasında büyük çıkarları ve Kosova ile gönül bağları var, o yüzden bu toplulukların hepsinin asli unsur olarak tüm haklarının, sadece siyasi alanda değil, diğer alanlarda da verilmesi Türkiye’nin üçüncü beklentisidir Kosova’dan.

KOSOVAPORT: Kosova’nın gündemine gelecek olursak  güncelliği ve önemi açısından üste çıkan bir konu var. Nüfus sayımı. Başlamasına birkaç günü kala Kosova’da sayım süreci bakış açınıza göre buradaki Türk halkı için neden bu kadar önemli?

ANGILI:Nüfus sayımı bence özellikle Balkanlar’da her zaman önemli. Kosova’da Türk mirası, Türklük mirası, Prizren, mamuşa, Priştine, Gilan,  Mitroviça, Vıçıtırın, bunlar ortak tarihimizin silinemeyecek şekilde Türk eserlerinin, Türk kültür izlerinin bulunduğu yerler, bu ayrı bir konu. Ancak buradaki Türk toplumu için diğer topluluklar içinde  nüfus sayımı önemli. Bu sene 5 Nisan -17 mayıs tarihleri arasında yapılması planlanan sayımda, bugünün bir fotoğrafını çekecek, ama her sene sayım olmadığı için belki 10 sene sonra bugün hiç doğmamış çocuklar bu sayımla ilgili bir şeyler duyacaklar. Dolayısıyla bu gelecek nesillere bir borç gibi görünüyor. İkincisi Türklerin Kosova’da kendi gerçek sayılarını kendi çabalarıyla çıkarması buradaki toplumun özgüvenini pekiştirecek. Bugün attığınız adımlar sizin geleceğinizi inşa eder. Günümüzde Kosovalı türk toplumunun atacağı adımlar da gelecek nesillerin kaderi üzerinde etkili olacak. Bu sayım çıkacak sayının ötesinde Türk toplumunun bütün dernekleriyle bütün medya kuruluşlarıyla, bütün öğretmenleriyle, bütün bireyleriyle bir ortak iş yapma duygusunu güçlendirecek bir fırsattır diye düşünüyorum. Sayım üzerinden diğer topluluklarla kıyasladığınızda Türk toplumu çok olumlu ve iyi bir sınav veriyor.Türk toplumu için iki konu  siyaset üstü milli bir meseledir. Biri, Türk kimliği, diğeri Türk dilidir. Böyle bir şeyi korumak insanın aslında kendine ait değerlerini korumakla ilgili konudur.

KOSOVAPORT: İlk defa kurulan Sayım Koordinasyon Platformları’nın şimdiye kadar koordine ettikleri çalışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz?

ANGILI: Platformların çalışmalarını gayet olumlu değerlendiriyorum. Prizren ve Priştine’de sayım Koordinasyon Platformları kuruldu, Mamuşa zaten belediye. Türklerin yoğun olarak yaşadığı Mitroviça, Gilan, Doburçan,Vıçıtırın, Yanova ve kendilerini Türk hissettiği Dragaş gibi yerleşim yerlerinde daha çok KDTP veya oralarda yerleşik dernekler üzerinden yürüyen bir süreç var. Priştine Sayım Platformu, Sayım Platformları arasında en iyi çalışanı. Priştine’deki Türk toplumu demek ki işbirliği içinde daha kolay mobilize olabildi. Diğerleri de kötü değil tabi. Bu platformların ve bütün bu sürecin temel hedefi bence Kosova Türk toplumunun bu sayım işini sahiplenme. Bunu da Türk toplumunun başardığını düşünüyorum. Bütün Türk toplumu bu işi sahiplendi. Ve ortak bir biliç ve ortak bir akılla hareket ediyor. Değerli ve önemli olan bu zaten.

KOSOVAPORT: Nüfus sayımında kendilerini Türk olarak beyan edecek  olanlara Türkiye bazı kolaylıklar sağlayacak. Konuyu biraz açabilir misiniz?

ANGILI: Türkiye, Türkleri soydaş, Arnavutları, Boşnakları kardeş olarak görüyor. Ancak ben buraya geldiğimden beri Türk toplumunun bana iletiği iki temel talep vardı Türkiye’den. Biri, sağlık hizmetlerinden faydalanma konusu, diğeri üniversite eğitiminde harçlar konusu.

Sayımda kendini Türk olarak kaydettirmiş Kosovalı soydaşımız, birinci aşamada buna ilişkin belgeyi Prişrtine’deki Büyükelçilik ve Prizren’deki Başkonsolosluk’tan alabilecek. Birinci yenilik bu. İkinci yenilik, bu belge ile Türkiye’deki  devlet ve üniversite hastanelerinde sigortası olmayan Türk vatandaşıyla aynı ücreti ödeyerek tedavi olacak.Bu ikinci aşama. Üçüncü aşamada T.C Priştine  Büyükelçiliği ya da Prizren Başkonsolosluğu’ndan Türklük belgesi getiren soydaş öğrencilerin yoğun olarak bulunduğu Türkiye’deki çeşitli üniversitelerde, YTB ile YÖK arasında yapılacak protokol ile bu üniversitelerde harç indirimine gidilecek. Birinci ve ikinci aşama tamamdır, son üçüncü aşamanın  da yeni düzenlemenin yapılmasıyla tamam olmasını bekliyoruz. Sayım süreci bittiğinde bu sistemi, yürürlüğe sokabileceğiz.

KOSOVAPORT: Kosova’da Türklerin geleceğini nasıl görüyorsunuz?

ANGILI: Benim gözümde Kosova Türkleri saygıdeğer bir kitledir. İçinde entelektüel çıkmış, aynı zamanda hem şiir yazan, hem resim yapan, gazetecilik, öğretmenlik yapmış insarlar var. Burdan yola çıktığımızda şu anki Türk gençleri de kendilerince dernek kurup örgütlenerek bir şeyler yapmaya çalışıyorlar. İnanın bunu her yerde göremezsiniz, o yüzden ben Kosova türk toplumunun geleceğinin aydınlık olduğunu düşünüyorum. Bir de Kosova’nın da gekeceğinin aydınlık olduğunu düşünüyorum. Çünkü bu demokratik yapının Türk toplumunun faydasına olduğunu ve giderek daha fazla türk toplumunun Kosova kurumlarına özellikle yargı alanında, eğitim alanında katkıda bulunabileceğini düşünüyorum. Şunu da söylebilirim, Prizren ve Mamuşa’da daha fazla Arnavutça ve İngilizce’nin öğrenilmesi, Gilan, Dobruçan, Mitroviça ve Vıçıtırın gibi bölgelerdeki Türkler açısından ise Türk dilini , Türkçe eğitimi nasıl korur, nasıl canlı tutarız üzerine odaklanılmasının bir strateji olarak doğru olacağını düşünüyorum. Kosova’da Türk toplumu bence geçmişine bakarak geleceği konusunda umutlu olabilir.

Büyükleçi Tunç Angılı röportajın sonunda Kosovaport sitesini çok sık ziyaret ettiğini ve hem Türk toplumu için hem Kosova için önemli bir site ve haber kaynağı olduğunu düşündüğünü sözlerine ekledi.

0 0 0 0 0 0

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

Sıradaki haber:

ÜLKE LİDERLERİ, KUİNT BÜYÜKELÇİLERİ İLE GÖRÜŞTÜ

KÖŞE YAZISI

TÜM YAZARLAR
erkasap
ERCAN KASAP
“Karanlıktan korkan çocuğu kolaylıkla hoşgörebiliriz.Yaşamdaki asıl trajedi,yetişkinlerin aydınlıktan korkmasıdır” (Platon) 60 yıldan bu yana kesintisiz Türkçe eğitimin yapıldığı Priştine’nin tek ilköğretim okulu “Elena Gjika” okulunun müdür yardımcısı görevine uzun yıllardan sonra bir Türk öğretmen seçildi, tam da güzel oldu, hak yerini buldu derken, Türk topluluğunu derinden sarsan tatsız bir olay yaşandı. “Elena Gjika” okulunda görev yapan Arnavut öğretmenler, ne hikmetse, müdür yardımcılığına Türk öğretmenin seçilmesini hazmedemedi.K ararı, derslere girmemekle boykot etti. Ardından Arnavut öğrenciler Türk öğretmen ve öğencilerine sataştı, tartakladı ve çirkin hareketlerde bulundu. Anlatıldığna göre Arnavut örencilerinn tepkisi tam bir mlliyetçilik gösterisine dönüştü. Holiganlık davranışları sergileyen Arnavut öğrenciler, Türk öğretmen ve öğrencilerine adeta terör estirdi. Esir kaldıkları sınfların kapıları tekmelendi, camlar kırıldı,”burası Arnavutlarındır” sloganları atıldı. 65 yaşında bir Türk öğretmeni 13- 14 yaşındaki Arnavut öğrenciler tarafından tartaklandı. (9’uncu sınıf Türk öğrencilerinin toplu olarak imzaladıkları mektupta, biyoloji ve fizik derslerini veren kıdemli öğretmen Abdullah Bırvenik’in Arnavut öğrenciler tarafından koridorda etrafının sarıldığı, tartaklandığı, Arnavut bayrağıyla sarılarak, sataşmalara maruz kaldığı ileri sürülüyor). Sebep, sadece ve sadece müdür yardımcılığına seçilen öğretmenin Türk olması!
b
b

SIZIN KÖSENIZ

TÜM YAZARLAR
konukyazar
SİZİN KÖŞENİZ
Sizin Köşeniz bölümünde siz değerli okuyucularımızın .............