a
" alt="b">
" alt="b">

BÜYÜKELÇİ OZAN: “BALKANLARIN ŞU ANDAKİ İHTİYACI, HOŞGÖRÜ, ANLAYIŞ VE DİYALOGDUR”

 

Türkiye’nin Priştine Büyükelçisi Songül Ozan, “Jeta ne Kosove “ gazetesine verdiği mülakatta,  Balkanların tarihine baktığımızda da şu anda ihtiyaç duyulanın karşılıklı hoşgörü,anlayış ve diyalog olduğunu, Balkanlar’daki kültürler ve etnik, dini grupların birbirlerini suçlaması ile hiçbir yere varılamayacağını belirtti.

Tarih kitaplarının nefret söylemlerinden arındırılması çalışmaları ile ilgili olarak soruları yanıtlayan Büyüklelçi Songül Ozan, 6 Aralık 2012 tarihinde  Mitroviça televizyonunda bu konuda bir açık oturuma katıldıklarını,   orada Sırbıstan ve Kosova’dan tarihçiler ve diplomatların da yer aldığını anımsatarak,   “orada  programda ben özetle çocuklara ve genç nesillere öğretilen tarihin tabiatıyla gerçeklere dayandırılması gerektiğini, bununla beraber tarihçilerin gerçekleri anlatırken farklı yorumlara sahip olduklarını da her zaman gördüğümüzü, tarihi gerçekler anlatılırken yorumların milletler, etnik ve dini topluluklara yönelik nefret, husumet, önyargı ve hakaret içeren fikir ve sözcüklerden arındırılması gerektiğini, Türkiye olarak bu yönde ortak tarihe sahip olduğumuz ülkelerle çeşitli çalışmalar yaptığımızı, bölgesel ve uluslararası kuruluşlarda bu yöndeki çabaları desteklediğimizi, bunun dünyada ihtiyaç duyduğumuz kalıcı barış ve istikrarın tesisi için gerekli olduğunu vurguladım” diye belirtti.

Türkiye’nin Priştine Büyükelçisi Songül Ozan , Balkanların tarihine baktığımızda da şu anda ihtiyaç duyulanın karşılıklı hoşgörü,anlayış ve diyalog olduğunu, Balkanlardaki kültürler ve etnik, dini grupların birbirlerini suçlaması ile hiçbir yere varılamayacağını; tarihçilerin, kanaat önderlerinin ve siyasetçilerin tarihin olumlu yönlerini görünür ve örnek alınır hale getirmeye çalışmaları gerektiğini,böylelikle gençlere çok etnili ve çok kültürlü olan Balkanlarda çeşitliliğin zenginliği içinde birlikte yasama imkanı sunmalarının önemli olduğunu belirttiklerini kaydetti.

Büyükelçi Ozan, söz konusu televizyon  programına  katılanların, “tarihte “Gerçek” tektir, ancak uygulamada çesitli versiyonların olabildigi de bir gerçektir, bu nedenle Kosova, Arnavutluk ve Sırbistan’ın ortak tarihinin onlarca anlatım şeklinin bulundugunu herkes kabul etmektedir. Bunların hangisinin dogruoldugu konusunda da hiç bitmeyeceği düşünülen bir tartışma yüzyıllardır sürmektedir. Balkanlarda Büyük Iskender başta olmak üzere tarihi şahsiyetlerin hangi millete mensup olduğu ve ülkelerin sınırları gibi pek çok temel konuda tarihten gelen ve güncel siyaseti de her zaman meşgul eden önemli sorunlar vardır. Bunlar bölgede hem tarihçilerin hem de politikacıların her dönemde karşılastığı önemli sınamalardır.Tüm zorluklara rağmen Kosova, Arnavutluk ve Sırbistan’ın,  Almanya Fransa örneğindeki gibi tarihle yüzleşme çabalarından hiçbir zaman vazgeçmemeleri gerekir.Balkanların çok etnili, kültürlü ve dinli karmaşık yapısı ele alındığında tarihçilerin vetarihi bir enstrüman olarak kullanan siyasetçilerin önemli sorumluluklarıbulunmaktadır. Bu çerçevede, tarih ders kitaplarında gençlere tarihi anlatımlarınmevcut versiyonlarının ve farklı bakış açılarının öğretilmesi yararlı olacaktır.Böylelikle, gençlerin etnik, kültürel ve dini kimliklerini ve bölgenin her alandakiçoklu özelliklerini anlamaları daha kolaylaşacaktır. Balkanlar gibi her açıdan son derece karmasık bir yapıya sahip bir bölgenin tarihinianlatmak ve yazmak çok zordur, bu anlamda tarihi gerçeklere, kanıtlara ve belgelereulasmak da kolay degildir. Tarihçilerin bu durumu bilerek ne yargıç, ne avukat ne de şahit olmamaları gerekir. Siyasetçilerin de aynı anlayışla hareket etmeleri ve bölgedeki gençleri tarihi düşmanlıklardan uzak bir şekilde ögrenmek, barış ve hoşgörü içinde yaşamak için teşvik etmeleri gerekir. Ortak tarihlerindeki tüm olumsuzluklara rağmen AB’de bütünleşmeyi başarmış Fransa ve Almanya, ilk ve orta öğretimde aynı ders kitaplarını kullanmayı öngörmektedir. Bu Avrupa ile bütünleşmeyi hedef alan Balkan ülkeleri için de izlenmesi gereken çok önemli bir örnektir”  şeklindeki ortak görüşlerini  ifade ettiklerini belirtti.

Mülakatında Büyükelçi Ozan, genç kuşakların geleceğe ve birlikte yaşamaya daha hevesli, barış, anlayış ve toleranslı donanımlara sahip olmaları için tarih kitaplarında bazı yazım ve uslup değişikliklerinin yapılmasının,  dünyada ortak tarihi paylaşan ve yaşayan çok sayıda ülkenin yaptığı bir konu olduğunu hatorlattı.  

“Esasen bu dünyada barış ve istikrarın sağlanması ve korunmasını amaçlayan uluslararası kurumların da (BM,AB,UNESCO ve saire) üzerinde çalıştığı bir alandır. Özellikle AB gibi tarihin en önemli barış projelerinden biri olan örgütlenmeyi başlatan ve bel kemiğini oluşturan Fransa ve Almanya’nın bu konuda yaptığı işbirliği güzel bir örnektir. Uluslararası alanda sadece Fransa ve Almanya değil, ülkemiz de dahil pek çok ülke özellikle komşularıyla tarih kitaplarının yazımında arzu edilmeyen ifadelerin arındırılması çalışmalarını yapmaktadırlar. Bu çerçevede Türkiye’nin ortak tarih yaşadığı başka ülkelerle olduğu gibi Kosova ile de temasları ve işbirliği sürmektedir. Bu konuda Kosova Eğitim Bakanlığı’nın oluşturduğu uzmanlar grubunun çalışmaları tabiatıyla Türkiye’deki uzmanların çalışmalarıyla önümüzdeki günlerde birlikte değerlendirilecek ve yukarıda belirttiğim anlayışla birbirine dost olan Kosova ve Türk halkının birbiri için önyargılı ve hakaretvari sıfatların kullanılmamasına çalışılacaktır” ifadelerini kullanan Türkiye’nin Priştine Büyükelçisi Songül Ozan, bunun Kosova ile Türkiye arasında mevcut olan mükemmel ilişkilere katkı sağlayacağını düşündüklerini belirtti. /kosovaport/

0 0 0 0 0 0
YORUMLAR

Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.

Sıradaki haber:

BLLACA 2 SANIKLARI İÇİN KARAR AÇIKLANDI

KÖŞE YAZISI

TÜM YAZARLAR
erkasap
ERCAN KASAP
“Karanlıktan korkan çocuğu kolaylıkla hoşgörebiliriz.Yaşamdaki asıl trajedi,yetişkinlerin aydınlıktan korkmasıdır” (Platon) 60 yıldan bu yana kesintisiz Türkçe eğitimin yapıldığı Priştine’nin tek ilköğretim okulu “Elena Gjika” okulunun müdür yardımcısı görevine uzun yıllardan sonra bir Türk öğretmen seçildi, tam da güzel oldu, hak yerini buldu derken, Türk topluluğunu derinden sarsan tatsız bir olay yaşandı. “Elena Gjika” okulunda görev yapan Arnavut öğretmenler, ne hikmetse, müdür yardımcılığına Türk öğretmenin seçilmesini hazmedemedi.K ararı, derslere girmemekle boykot etti. Ardından Arnavut öğrenciler Türk öğretmen ve öğencilerine sataştı, tartakladı ve çirkin hareketlerde bulundu. Anlatıldığna göre Arnavut örencilerinn tepkisi tam bir mlliyetçilik gösterisine dönüştü. Holiganlık davranışları sergileyen Arnavut öğrenciler, Türk öğretmen ve öğrencilerine adeta terör estirdi. Esir kaldıkları sınfların kapıları tekmelendi, camlar kırıldı,”burası Arnavutlarındır” sloganları atıldı. 65 yaşında bir Türk öğretmeni 13- 14 yaşındaki Arnavut öğrenciler tarafından tartaklandı. (9’uncu sınıf Türk öğrencilerinin toplu olarak imzaladıkları mektupta, biyoloji ve fizik derslerini veren kıdemli öğretmen Abdullah Bırvenik’in Arnavut öğrenciler tarafından koridorda etrafının sarıldığı, tartaklandığı, Arnavut bayrağıyla sarılarak, sataşmalara maruz kaldığı ileri sürülüyor). Sebep, sadece ve sadece müdür yardımcılığına seçilen öğretmenin Türk olması!
b
b

SIZIN KÖSENIZ

TÜM YAZARLAR
konukyazar
SİZİN KÖŞENİZ
Sizin Köşeniz bölümünde siz değerli okuyucularımızın .............