a
" alt="b">
" alt="b">

KTHD, 14 MART TIP HEKİMLERİ BAYRAMI’NI KUTLADI

Kosova Türk Hekimler Derneği, küresel salgın nedeniyle sürekli ertelemek zorunda kaldığı 14 Mart Tıp Hekimleri Bayramı’nı bu kez kutladı. Prizren Belediyesi Gençlik Merkezi’nde gerçekleşen kutlamaya derneğin hekim üyelerinin yanısıra genel ve yerel yönetimin, Türkiye Cumhuriyeti’nin yurttaki kurumlarının, Kosova Türk Taburu’nun, siyasî partilerin, sivil toplum örgütlerinin, medya merkezlerinin temsilcileri ve davetliler katıldı.

Gecenin açılış konuşmasını yapan Kosova Türk Hekimler Derneği Başkanı Dr. Atakan Koro, 14 Mart’ın anlam ve öneminden bahsetmeden önce, kutlamaya davet edilen, fakat görevleri ve toplantıları nedeniyle yurt dışında bulundukları için kutlamaya katılamayan üst düzey yönetici ve kuruluş temsilcilerinin selamlama ve tebriklerini davete katılanlara iletti.

Dernek başkanı Dr. Koro’nun konuşmasından sonra söz alan Türk Taburu’ndan Tabip Albay Dr. Güngör Güner, Türkiye’de kutlamaya alıştıkları Tıp Hekimleri Bayramı’nı ilk defa Türkiye dışında hem de Kosova’daki Türk meslektaşlarının düzenlediği etkinlikte kutlamanın kendisine verdiği heyecan ve mutluluğu dile getirerek, dernek üyelerini tebrik edip başarılar diledi.

Yurdun sağlık sisteminde yaşanan sıkıntılar, özellikle Kosovalı Türk doktorların karşılaştıkları sorunlar ve Kosova Türk Hekimler Derneği’nin bu sorunlara çözüm bulma yönünde yaptığı girişimlerden bahsedilen bu etkinlik, tartışmalardan sonra katılımcıların onuruna verilen bir kokteylle sona erdi.

Kosova Türk Hekimler Derneği Başkanı Dr. Atakan Koro’nun konuşması:    

Kosova Türk Tabur Görev Kuvvet Komutanlığı’ndan sayın tabip albay Güngör Güner, TC Prizren Başkonsolosluğu Ataşe Yardımcısı sayın Atilla Çakıt, Kosova Cumhuriyeti’nin genel ve yerel yönetim temsilcileri, Kosova’da faaliyet gösteren Türk parti temsilcileri, sivil toplum örgüt temsilcileri, medya temsilcileri, değerli misafirlerimiz ve sayelerinde böyle muhteşem bir günü kutladığımız pek kıymetli hekimler, meslektaşlarım, Kosova Türk Hekimler Derneği’nin 14 Mart Tıp Hekimler Bayram kutlamasına hoş geldiniz, şeref verdiniz.

Bu kutlamamıza davet ettiğimiz bölgesel kalkınma bakanı ve Kosova meclisi Türk milletvekilleri yurtdışında bulunduklarından kutlamaya katılamadıklarını bildirdi ve bu davet için teşekkür ve tebriklerini ilettiler. Yakın zamanda kendileriyle yüzyüze görüşme gerçekleştirip davet ettiğimiz ve katılım için söz aldığımız Türk Kızılayı Başkanı Dr. Kerem Kınık ve maiyeti, savaş çıkması üzerine kalabalık bir Kızılay ekibiyle Ukrayna’ya gittiklerini ve bu kutlamaya katılamayacaklarını üzüntüyle bildirip Kosova Türk hekimlerini selamladıklarını ilettiler. Yine bu akşam kutlamamızda konuşmaları olmasına rağmen havaalanında çıkan bir sorun yüzünden gelişlerini ertelemek zorunda kalan ve benim de üyesi olduğum Yeryüzü Doktorları temsilcileri, davet ettiğimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin Kosova’daki kuruluşlarının temsilcileri, sivil toplum kuruluş temsilcileri, farklı nedenlerden dolayı katılamayacaklarını üzüntüyle bildirerek kutlamamızı selamlamışlardır.

Tarih 14 Mart 1827’yi gösteriyordu Hekimbaşı Mustafa Behçet’in önerisiyle Tıphane-i Amire ve Cerrahhane-i Amire kurulduğunda. O dönem tahtta bulunan ve ülkeyi birçok reformla tanıştıran Padişah 2. Mahmud’un yenilikçi etkileri tıbbiyede de görülmüş ve bu tarih Türkiye’de modern tıp eğitiminin başladığı gün olarak kabul edilmiştir.

İlk kutlama, 1919 yılının 14 Mart’ında işgal altındaki İstanbul’da gerçekleşmiştir. O gün, tıbbiye 3. sınıf öğrencisi olan ve Tıbbiyeli Hikmet olarak da tanınan Hikmet Boran’ın önderliğinde, tıp okulu öğrencileri işgali protesto için toplanmış ve onlara devrin ünlü doktorları da destek vermişti. Böylece tıp bayramı, tıp mesleği mensuplarının Türkiye’nin savunma hareketi olarak başlamıştır.

İşte hem Kosova’da hem de Kosova dışında eğitim görüp hekim olmaya hak kazanan Kosova Türk hekimleri, sadece mesleklerinin zorluklarını değil, aynı zamanda mensubu oldukları milletin, parçası oldukları halkın, vatandaşı oldukları memleketin, insanlığın derdini dert edinmekle kalmamış, onların sıkıntılarına çözümler üretmek, çözüm üretirken fikir alışverişinde bulunmak, kısacası dayanışmanın gücünden faydalanabilmek için, bir araya gelerek Kosova Türk Hekimler Derneği’ni kurmuştur.

“Halkımızın başta sağlıkla ilgili dertlerine derman bulabilmek, hem emektar hem de yeni hekim olmuş meslektaşlarımızın karşılaştıkları sorunları çözebilmek ve Türkiye’de okumuş ve orada çalışan değerli hekimlerimizle olan bağlantımızı her daim canlı tutabilmek için” cümleleriyle kuruluşunu duyuran Kosova Türk Hekimler Derneği’nin değerli doktorları, bu ilkeleri sadece kuruluşta değil her zaman benimsediklerini de ilan etmişlerdir.

Günümüzde sanatını icra ettiğimiz tıbbiye ve onun icracıları hekimler çok sayıda sorunla mücadele etmektedir. Başta bürokratik hantallıklar, halkın sağlık hizmetlerine ulaşmasındaki eksiklikler, doktor ve yardımcı sağlık personeline yüklenen ve karşılığı verilmeyen aşırı yük ve daha nicesi, bu gibi sıkıntıların başlıcalarını oluşturmaktadır.

Bu sıkıntılar sadece ülkemizde değil, bulnduğumuz bölgede de her zaman olmuştur ve olmaya devam etmektedir. Hele hele son zamanlarda yaşanan küresel krizler de bu sorunlar silsilesini arttırmakla kalmamış, içinden çıkılamaz bir zorluğa ulaştırmıştır.

Ülkemiz Kosova’da da hekimler maddi ve manevi sıkıntılar yaşamaktadır.

Bu sıkıntılar, azının ülkemizdeki tıp fakültesinden, çoğunun başta Türkiye Cumhuriyeti olmak üzere başka ülkelerden mezun olunmasıyla ve ülkeye hizmet etmek için yurda dönmeye karar verilmesiyle başlar.

Son zamanlarda Türkiye’deki tıp fakültelerinden mezun olan doktorlarımızın sayısı artmaktadır. Öğrencilik yıllarında yaşanan zorlukların daha büyüğü ve çetrefillisi asıl tıbbiyeden mezun olup da yurda dönmeye karar verilmesiyle belirir. Yurda dönen yeni mezun bir doktor denklik, çalışma belgesi ve çalışma izni alma gibi sorunlarla karşı karşıya kalır. Bunların sorunların büyük sorun olarak adlandırılmasının nedeni; bu temel işlemlerin ne kadar süreceğinin ve bu süreçte nelerle karşılaşılacağının bilinmemesidir. Kestirilememesidir.

Her ne kadar bu işlemleri yapmakla yükümlü olan kurumlar, sorunların büyük bir kısmının başvuru aşamasında gerekli hazırlığı yapmayan başvurandan kaynaklandığını belirtseler de sorunun asıl büyük kısmının kurumlar ve onların çalışma organlarından kaynaklandığı aşikârdır.

Çünki bu süreçten sorumlu olan kurumların aralarında iletişimin zayıf olması, başka ülkelerde görülen tıp eğitimindeki bazı farklılıklara vakıf olunmaması, bu işlemlerin yürütüldüğü birimlerdeki liyakatsizliğin azımsanmayacak kadar yüksek olması bu temel sürecin ne zaman başlayıp ne zaman biteceği hakkında herhangi bir fikir yürütülmesini neredeyse imkânsız hale getirir.

Biz bu işlemler için doktorlardan istenen belgelerin eksiksiz teslim edildiği halde, bu sürecin en az altı aydan önce sonuçlanmayacağını, bazan bir yıldan bile uzun sürdüğüne şahit olduk ve şahit olmaya devam etmekteyiz.

Denklik, lisanslama ve çalışma izni işlemlerinin üç ayrı kurumda yapılması ve bu kurumların arasında neredeyse sıfıra yakın iletişimin olması bu sürecin ne kadar meşakatli bir şey olduğu işlemler hakkında fikir verme açısından bir ispattır.

Son zamanlarda bazı işlemlerin çevrimiçi yapılıyor olması başvuranlar için bir umut olsa da bu sürecin gene büyük bir kısmının şahsi sürdürüldüğü unutulmamalıdır. Dileriz bu işlemlerin en azından büyük bir kısm fazla vakit keybedilmeden çevrimiçine dönüştürülüp, uygulanır.

Ancak tamamlanma süreci belli olmayan bu sürecin bitmesi sorunların da bittiği anlamına gelmemektedir. Kosova Cumhuriyeti sağlık sisteminde işe yerleştirmelerin belli bir zamanının olmaması bundan sonra karşılaşılan bir diğer büyük sorundur. Yani Kosova’da hekimlik sanatını icra edebilir belgesine sahip olmuş bir doktora, hemen bir sağlık kurumuna yerleştirilebilir veya atanabilir garantisi verilmez. Devlet sağlık kurumlarında işe alım ilanı yayımlanana kadar ve başvuru kriterleri yerine getirilene kadar doktorların açıkta kalması sıradan bir durumdur. Yahut işe alım başvurusu alan devletin herhangi bir sağlık kurumunun doktorla geçici kontrat imzalama hakkına da sahip olduğu unutulmamalıdır. Anlaşılacağı üzere, devlet kurumunda kontratla göreve başlamış bir doktor, kontratı uzatılmadığı halde tekrar işsiz kalabilir.

Bir örnek vermek gerekirse, saydığımız bu problemlerden ötürü, ülkenin ikinci en büyük hastanesi olan Prizren Bölge Hastanesi’ne yaklaşık 20 senedir herhangi bir Kosovalı Türk doktor daimi olarak görevlendirilmemiştir ve şu anda bahsi geçen hastanedeki Türk doktorların ya emeklilik zamanı gelmiş ya da emeklilik zamanına oldukça yakınlar.

Biz biliyoruz ki Kosova’dan mezun olmuş doktorlar da aynı sıkıntıları yaşıyor, hatta tıpdışı bölümlerden mezun olanlar da aynı yollardan geçiyor. Fakat bütün bunlara rağmen gerekli adımların atılmasında ağır kalınması bu ülke insanını da hayal kırıklığına uğratıyor.

Dolayısıyla bu tür muamelelere maruz kalmak istemeyen veya belirsizlik içerisinde uğraşma kuşkusu taşıyan meslektaşlarımız ya geldikten kısa bir süre sonra vazgeçip tekrar Türkiye’nin yolunu tutuyor ya da Kosova’ya dönmemeyi tercih ediyor.

İşte bunun endişesini taşıyan Kosova Türk hekim camiası hem hali hazırda çalışan meslektaşlarımızın, hem yeni mezun olan meslektaşlarımızın hem de ileride aramıza katılacak meslektaşlarımızın sorunlarına çözüm üretebilmek, sorunlar sıfırlanamasa da en azından etkisini hafiletebilmek amacıyla kurduğumuz bu dernek, tıpkı kaderimiz gibi kuruluşunun daha 40. Gününü dolduramadan küresel salgının patlak vermesiyle, bütün projelerini, çalışmalarını, etkinliklerini ya ertelemek ya da iptal etmek zorunda kalmıştır.

Pandemi döneminin ilk gününden itibaren cephenin en ön sırasında canla başla mücadele eden üyelerimiz, sadece uzmanı oldukları kendi bölümlerinden değil, insan sağlığını ilgilendirecek bütün alanlarda tıbbi hünerlerini sergileyerek, bu ağır zamanlardan insanlığın en az hasarla çıkması için uğraş vermişlerdir.

Bu dönemde sağlıklarından olan, meslektaşlarını yitiren, yardımcı tıp personeli olan arkadaşlarını kaybeden, hatta uzun zaman üzerlerinden atamayacakları bir travmayı miras alan bu kanatsız melekler yine de geleceğe yaşamdolu bakılabilmesi için elinden geleni yapacaklardır.

İşte bu küresel savaştan ağır yaralarla ama zaferle çıkmaya başlayan bu beyaz önlüklü kahramanların önünde saygıyla eğilmeli ve bu zor zamanlarda yaptıkları minnetle daima hatırlanmalıdır.

KTHD kurulduğu günden itibaren Kosova’daki sağlıkla ilgili kurum ve kuruluşları, Kosova’daki Türk sivil toplum kuruluşlarını, Türkiye Cumhuriyeti’nin Kosova’daki kuruluş ve temsilciliklerini ziyaret etmiş ve yararlı olan her türlü işbirliğine açık olduğunu bildirmiştir.

Daha birkaç hafta önce de Türkiye’deki tıp camiasının önde gelen kurumları ve bizleri bir an bile unutmayan sivil toplum örgütleriyle görüşmeler gerçekleştirmiş, beraber yapılacak çalışmalar hakkında tartışmalar yürütmüştür. En yakın zamanda bu işbirliğinin meyvelerini vereceği ümidini ve üyelerimizle paylaşmanın gururunu taşımaktayız.

İşte biz hekimler için anlamı büyük olan bu günde mütevazı davetimize katıldığınız için size teşekkür eder, daha nice etkinlikte bir arada olmayı can-ı gönülden temenni ederiz.

1 0 0 0 0 0

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

Sıradaki haber:

BAKAN DAMKA, ANTALYA’DA TÜRKİYE CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN İLE BİRARAYA GELDİ

KÖŞE YAZISI

TÜM YAZARLAR
erkasap
ERCAN KASAP
“Karanlıktan korkan çocuğu kolaylıkla hoşgörebiliriz.Yaşamdaki asıl trajedi,yetişkinlerin aydınlıktan korkmasıdır” (Platon) 60 yıldan bu yana kesintisiz Türkçe eğitimin yapıldığı Priştine’nin tek ilköğretim okulu “Elena Gjika” okulunun müdür yardımcısı görevine uzun yıllardan sonra bir Türk öğretmen seçildi, tam da güzel oldu, hak yerini buldu derken, Türk topluluğunu derinden sarsan tatsız bir olay yaşandı. “Elena Gjika” okulunda görev yapan Arnavut öğretmenler, ne hikmetse, müdür yardımcılığına Türk öğretmenin seçilmesini hazmedemedi.K ararı, derslere girmemekle boykot etti. Ardından Arnavut öğrenciler Türk öğretmen ve öğencilerine sataştı, tartakladı ve çirkin hareketlerde bulundu. Anlatıldığna göre Arnavut örencilerinn tepkisi tam bir mlliyetçilik gösterisine dönüştü. Holiganlık davranışları sergileyen Arnavut öğrenciler, Türk öğretmen ve öğrencilerine adeta terör estirdi. Esir kaldıkları sınfların kapıları tekmelendi, camlar kırıldı,”burası Arnavutlarındır” sloganları atıldı. 65 yaşında bir Türk öğretmeni 13- 14 yaşındaki Arnavut öğrenciler tarafından tartaklandı. (9’uncu sınıf Türk öğrencilerinin toplu olarak imzaladıkları mektupta, biyoloji ve fizik derslerini veren kıdemli öğretmen Abdullah Bırvenik’in Arnavut öğrenciler tarafından koridorda etrafının sarıldığı, tartaklandığı, Arnavut bayrağıyla sarılarak, sataşmalara maruz kaldığı ileri sürülüyor). Sebep, sadece ve sadece müdür yardımcılığına seçilen öğretmenin Türk olması!
b
b

SIZIN KÖSENIZ

TÜM YAZARLAR
konukyazar
SİZİN KÖŞENİZ
Sizin Köşeniz bölümünde siz değerli okuyucularımızın .............