a
" alt="b">
" alt="b">

Nüfus Sayımının Önemi: “Dün kazanamadığımız birçok temsil hakkımızı, yarın kazanmak için…”  

Bir ülkenin gelişmesinde ve kalkınmasında amaçlanan hedeflere ulaşabilmesi için o ülkenin kaynaklarının doğru bilinmesi çok önemlidir. İşte bu kaynaklardan en önemlisi de insan faktörüdür. İnsan, hem nicelik hem de nitelik açıdan bir ülkenin doğru ve planlı kalkınmasında ve önceliklerin tespitinde önem taşımaktadır. Bütçe planlamaları, kamu yatırımları, kamu hizmetleri ve kamusal kaynakların aktarımı, siyasi temsiliyet ve kamusal temsiliyet gibi planlamalar insan faktörü dikkate alınarak resmi verilere göre yapılmaktadır. Resmi veriler ise, o ülkenin meşru yollarla gerçekleştirdiği ‘nüfus sayımı’ ile belirlenir.

Kosova’da son nüfus sayımı Nisan 2011 yılında gerçekleşmiştir. Savaştan sonra ve bağımsızlık sürecinin akabinde ilk defa gerçekleşen nüfus sayımı, çeşitli yorumlara ve değerlendirmelere neden olsa da, netice itibariyle devlet ve kamu kurumları için resmi veri niteliğini taşımaktadır. Bütün devlet planlamalarının 2011 nüfus sayımından çıkan resmi verilerine göre yapıldığı söylemek mümkündür.

5 Nisan – 17 Mayıs 2024 tarihleri arasında gerçekleşecek yeni nüfus sayımına günler kaldı. Hazırlıklar tamamlandı denilebilir. Yeni Nüfus Sayım Yasası ile tespit edilen bazı olumsuz etkenler iyileştirilmiş olsa da, bugün uygulamada yine teknik aksaklıkların olduğu görülmektedir. Temennimiz, bu aksaklıkların sayım sürecinde sayıma ve neticeye etki edecek derecede olmamasıdır. Önümüzdeki on yıl için yapılacak planlamalarda bu nüfus sayımından elde edilecek resmi veriler dikkate alınacaktır.

2024 Nüfus Sayımı bütün ülke için önemli olduğu kadar, topluluklar için de önemlidir. Topluluklar ve topluluk mensuplarının haklarını güvence altına alan Kosova Anayasa’sı, “toplulukların kendi kimliklerini koruma, kendi milli kültürlerini geliştirme, topluluklar arasında ekonomik, toplumsal, siyasi ve kültürel yaşamın tüm alanlarında tam ve etkin bir eşitliği teşvik etme, dini ve kültürel miras değerlerine sahip çıkma hakkını” güvenceye bağlamıştır. Ayrıca Anayasa’mız, Kosova devletinin hukuken tüm yasal koşulları sağlamakla mükellef olduğunu ve devletin mali imkânlar ve yardımlar dâhil olmak üzere yasal olarak uygun önlemleri almakla yükümlü olduğunu ifade eder.

Anayasa’nın III. Kısmında güvence altına alınan topluluklar ve topluluk mensuplarının haklarının temini, nüfus sayımından çıkacak verilere göre sağlanır. Devletin genel anlamda bütün topluluklara ve topluluk mensuplarına eşit mesafede olması beklenirken, özel anlamda ise toplulukların kamusal ve siyasi haklardan yararlanılması kısmında ‘ölçüt olarak resmi verileri dikkate alarak’ adil olması beklenilmektedir.

Kosova Cumhuriyeti Anayasa’sına göre toplulukların ve topluluk mensuplarının başlıca hakları şunlardır diyebiliriz:

  • Kendi resmi dillerin kullanımı, hem belediye otoriteleri hem de merkezi yönetimin yerel otoriteyle olan ilişkilerinde resmi dilerin ve yazıların kullanımı;
  • Çok etnikli ve çok dilli nüfusun hâkim olduğu yerlerde yerel düzeyde başta caddeler, bulvarlar, okullar, parklar, kültür merkezleri gibi kamusal alanlarda kendi dillerinde isimlere sahip olma;
  • Kamu okullarda her seviyede kendi dilinde öğrenim görme;
  • Kendi dilinde kamusal yayım araçlarına ve kendi dillerinde yayımlara erişim ve bu yayım araçlarında temsil edilme güvencesi;
  • Kendi dillerinde bilgi sunmak amacıyla basım yayım araçlarını kurma, günlük ya da haftalık/aylık gazete çıkarma, kablolu yayım ve elektronik haberleşme hakkına sahip olma;
  • Kültür, sanat, bilim ve eğitim… dernekleri kurma;
  • Kendi dinini ve inancını özgürce beyan etme ve herhangi bir dini cemaate katılma veya reddetme özgürlüğü güvence altına alınmıştır,
  • Her seviyedeki bütün kamu kurum ve kuruşlarında, kamu yönetimi yetki ve yönetim bütünlüğü ilkelerine uyarak, toplulukların yaşadığı bölgelerde kamuda istihdamda eşit şekilde temsil hakkına sahip olma;
  • Yerel yönetim organlarında belediye meclisi topluluklar başkan yardımcılığı makamı;
  • Yerel yönetimlerde topluluklardan sorumlu belediye başkan yardımcılığı makamı;
  • Belediye Meclisi Topluluklar Komitesinde temsil hakkı ve yetkisi;
  • Kosova meclisinde topluluklara tahsis edilen milletvekili makamında kendi topluluğunu temsil etme hakkı;
  • Merkezi düzeyde başbakan yardımcılığı makamı, bakanlık ve bakan yardımcılığı makamları;
  • Cumhurbaşkanlığı otoritesi altında tüm toplulukların temsil edildiği Topluluklar Danışma Kurulu’nda temsil hakkı ve yetkisi;
  • Bakanlıklara bağlı kurumların ve kuruluşların yönetimlerinde temsil hakkı ve yetkisi;
  • Bağımsız Devlet Kurumlarında temsil hakkı ve yetkisi;
  • Mahkemeler, Yargı, Vergi İdaresi, Kosova Polis’i, Kosova Gümrük İdaresi… gibi birçok devlet kurumunda temsil hakkı ve yetkisi,..

Anayasa ile güvence altına alınmış ve yasalarla düzenlenmiş kamusal ve siyasi haklardan yararlanmak her topluluğun kendi menfaati söz konusu iken, Kosova’da yaşayan Türk toplumunun da menfaati söz konusudur. Fakat burada ölçü olarak nüfus kriterinin önemli bir unsur olduğunu tekrarlamakta fayda var.

2011 Nüfus Sayımı’ndan bugüne kadar belki de yararlanamadığımız ya da belirli/belirsiz kararlardan dolayı kazanamadığımız onlarca temsil makamı ve yetkisi bulunmaktadır. Kazanamadığımız onca temsiliyet makamı bugün halen boş ya da başka bir topluluk tarafından temsil edilmektedir. İşte tam da bu noktada nüfus sayımının ne denli önemli olduğuna vurgu yapmamız lazım. Anayasa ile garanti altına alınmış topluluklar ve topluluk mensuplarının haklarından Türk toplumunun da yararlanabilmesi ve bu haklara hukuken talip olabilmesi için nüfus sayımından çıkacak neticeye bağlıdır. Burada belirtmekte fayda var, nüfus sayımı siyasi bir süreç değildir; tam aksine milli ve toplumsal bir süreçtir. Nüfus sayımı, siyaset üstü bir süreç olduğu için popülist söylemlerden çok, realist söylemlere önem verilmelidir. Bu nedenle toplumu temsil eden tüm kurumların bu anlamda daha duyarlı olması beklenilmektedir. Nüfus sayımının getireceği kazanımları sıralayarak, Türk toplumunun ilgisini artırmaya yönelik doğru çalışmalar yürütülmelidir. Varlığımızı kanıtlamak için değil, anayasa ile bize tanınan ve garanti altına alınmış haklarımızı kazanmak ve yetkilerimizi kullanmak için nüfus sayımlarına daha çok ilgi duymalıyız. Çünkü, “Türk toplumunun varlığı sayımla değil, tarih bilimiyle kanıtlanmıştır”. O yüzden geçmişte kazanamadığımız haklarımızı kazanmak için bugün daha duyarlı olmalıyız. Dün kazanamadığımız birçok temsil hakkımızı, yarın kazanabiliriz. Yarın devletin her kademesinde ve tüm karar alma mekanizmalarında söz ve irade sahibi olabiliriz. Topluluklar ve topluluk mensupları hakkında alınacak tüm kararlarda, Türk toplumu kendi temsilcileriyle kendi iradesini ortaya koyabilir.

5 Nisan’da başlayacak ve 17 Mayıs’ta tamamlanacak sayımın, başta toplumumuza ve devletimize olumlu neticeler getirmesini temenni ediyoruz. Bu süreçte, aktif olarak çalışacak tüm görevlilere başarılar ve kolaylıklar dileriz. Toplum olarak da bu sürece tam destek vermemiz gerektiği bilinciyle hareket ederek, Türk nüfusunun hem rakamsal, hem de orantısal olarak yüksek çıkması için ‘Ne Mutlu Türk’üm Diyene’ anlayışıyla hepimiz büyü bir gayret göstermeliyiz.    

 

Yenilikçi Türk Hareket Partisi
Genel Başkanı
Ertan Simitçi

0 1 0 0 0 0

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

Sıradaki haber:

BULGARİSTAN VE ROMANYA, SCHENGEN BÖLGESİNE KATILDI

KÖŞE YAZISI

TÜM YAZARLAR
erkasap
ERCAN KASAP
“Karanlıktan korkan çocuğu kolaylıkla hoşgörebiliriz.Yaşamdaki asıl trajedi,yetişkinlerin aydınlıktan korkmasıdır” (Platon) 60 yıldan bu yana kesintisiz Türkçe eğitimin yapıldığı Priştine’nin tek ilköğretim okulu “Elena Gjika” okulunun müdür yardımcısı görevine uzun yıllardan sonra bir Türk öğretmen seçildi, tam da güzel oldu, hak yerini buldu derken, Türk topluluğunu derinden sarsan tatsız bir olay yaşandı. “Elena Gjika” okulunda görev yapan Arnavut öğretmenler, ne hikmetse, müdür yardımcılığına Türk öğretmenin seçilmesini hazmedemedi.K ararı, derslere girmemekle boykot etti. Ardından Arnavut öğrenciler Türk öğretmen ve öğencilerine sataştı, tartakladı ve çirkin hareketlerde bulundu. Anlatıldığna göre Arnavut örencilerinn tepkisi tam bir mlliyetçilik gösterisine dönüştü. Holiganlık davranışları sergileyen Arnavut öğrenciler, Türk öğretmen ve öğrencilerine adeta terör estirdi. Esir kaldıkları sınfların kapıları tekmelendi, camlar kırıldı,”burası Arnavutlarındır” sloganları atıldı. 65 yaşında bir Türk öğretmeni 13- 14 yaşındaki Arnavut öğrenciler tarafından tartaklandı. (9’uncu sınıf Türk öğrencilerinin toplu olarak imzaladıkları mektupta, biyoloji ve fizik derslerini veren kıdemli öğretmen Abdullah Bırvenik’in Arnavut öğrenciler tarafından koridorda etrafının sarıldığı, tartaklandığı, Arnavut bayrağıyla sarılarak, sataşmalara maruz kaldığı ileri sürülüyor). Sebep, sadece ve sadece müdür yardımcılığına seçilen öğretmenin Türk olması!
b
b

SIZIN KÖSENIZ

TÜM YAZARLAR
konukyazar
SİZİN KÖŞENİZ
Sizin Köşeniz bölümünde siz değerli okuyucularımızın .............