a
" alt="b">
" alt="b">

FETÖ’YLE  MÜCADELEMİZİ KARARLILIKLA SÜRDÜRECEĞİZ

Değerli Kosovalı Soydaşlarım,

Bugün Türkiye’nin maruz kaldığı en kanlı terörist saldırı olan 15 Temmuz hain darbe girişiminin üçüncü yıldönümü. Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) saldırısına karşı koyan, her görüşten yüzbinlerce vatandaşımızın demokrasimizi savunmak  için meydanlara çıkarak, tankların, savaş uçaklarının ve helikopterlerin karşısında sergilediği cesareti “15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü” olarak idrak ediyoruz.

Bugün Türkiye olarak, bu hain terörist saldırıda şehit düşen 251 vatandaşımızın aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyor, 2000’den fazla gazimizin fedakarlıklarını onurlandırıyoruz. Demokrasive hukukun üstünlüğü ile en başta yaşam hakkı olmak üzere, insan haklarını ihlal eden,masum insanlarımıza ve ülkemize zarar vermek isteyen başta FETÖ olmak üzere, tüm terör örgütlerini bir kez daha lanetliyoruz. Demokrasimize, Cumhuriyetimize ve vatandaşlarımıza sımsıkı sarılıyor, ülkemizi, devletimizi ve insanlarımızı korumak için her türlü terörist saldırıya karşı koyacağımızı yineliyoruz.

15 Temmuz 2016 gecesi,yıllarca eğitim hareketi kisvesi arkasında gizlenmiş, bu kanuni maskenin altında kanun dışı yöntemlerle devletin tüm önemli kurumlarına sızmış bir terör şebekesinin tıpkı DEAŞ, El Kaide veya Boko Haram gibi dini istismar ederek ve kendi amaçları doğrultusunda çarpıtarak radikalleştirdiği, hatta robotlaştırdığı kendi insanlarımızın saldırısına ve ihanetine uğradık.

Parlamentomuz, Cumhurbaşkanlığımız,Milli İstihbarat ve Polis Teşkilatlarımız kendi vergilerimizle satın aldığımız savaş uçaklarıyla ve helikopterlerle bombalandı.  Dahası,  tanklarımızı kendi insanlarımızın üstüne sürdüler. Helikopterlerden açılan ateşle demokrasimizi savunmak için sokağa çıkan insanlarımız şehit edildi. Cumhurbaşkanımıza suikast düzenlemek istediler. Hainlere direnen Genelkurmay Başkanımız ve üst komuta kademesi darbecilerin üssüne kaçırıldı. Darbecileri engellemek isteyen asker ve polislerimiz kendi silah arkadaşlarınca şehit edildi.

Halkımızın meydanlarda sergilediği demokratik direniş, hainlere katılmayı reddeden asker ve polisimizin desteği ve başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere, siyasi liderlerimizin sergilediği dirayetli tutum sayesinde bu terör saldırısını akamete uğratabildik. Darbeye geçit vermedik, demokrasimizi,  ülkemizi ve insanımızı koruduk.

15 Temmuz, FETÖ terör örgütünün devletimize yönelik oluşturduğu büyük tehdidi ortaya koymuştur. Esasen, 15 Temmuz’un tüm boyutlarıyla anlaşılabilmesi için FETÖ’nün on yıllar boyunca, okul ve dershanelerden başlamak üzere oluşturduğu karanlık şebekenin ve evvelce gerçekleştirdiği eylemlerin de değerlendirilmesi elzemdir.

 

Filhakika, masumane bir eğitim hareketi kisvesi altında kurduğu okullarda genç beyinleri endoktrine etmek suretiyle örgüt liderliğinin talimatlarını sorgusuz yerine getiren, bu uğurda hiçbir yasal ve ahlaki norm tanımayan radikal bir müridler grubu yetiştirilmiştir. Bu okullardan mezun olanlar, sınav sorularının çalınması suretiyle devletin en kritik kurumlarına yerleştirilmiş, örgütün önünde engel gördükleri her türlü kumpasla bertaraf edilmiştir. FETÖ, devletin kaynakları ve otoritesini örgüt çıkarları doğrultusunda kötüye kullanmak suretiyle, ekonomik ve siyasi nüfuzunu güçlendirmiştir. FETÖ’nün en kritik kurumumuz olan Türk Silahlı Kuvvetleri içinde dahi kurduğu mahrem yapılanmanın büyüklüğü maalesef 15 Temmuz’da anlaşılabilmiştir.

Bu büyük tehdidin bertaraf edilmesinde en büyük pay, kendi iradesi üzerinde bir güç tanımadığını, devletini ve demokratik kazanımlarını korumak için hayatını vermeye hazır olduğunu ortaya koyan Türk halkına aittir.

Geçtiğimiz üç yıl içerisinde devletimizin temel önceliklerinden birini yurt içinde ve yurt dışında FETÖ’yle mücadele oluşturmuştur.  Yurt içinde, çabalarımız üç ana kulvarda sürdürülmektedir:

-Öncelikle 15 Temmuz sorumlularının hukukun üstünlüğü ilkesi temelinde adalet önünde hesap vermeleri sağlanmıştır.

-FETÖ’nün devlet kurumları içerisindeki örgütsel yapılanması deşifre edilmiş, mensupları hakkında idarive adli süreçler başlatılmış, nihai tahlilde örgütün “paralel devlet yapılanması” çökertilmiştir.

-FETÖ’nün devlet kurumları dışında kalıp eğitimden medyaya ve bankacılık sektörüne uzanan ve ekonominin tüm alanlarına yayılan paravan oluşumları da ortadan kaldırılmıştır.

 

Karşı karşıya bulunduğumuz olağanüstü güvenlik sınamalarına rağmen, yurtiçindeki mücadelemiz hukukun üstünlüğü, temel hak ve özgürlüklerin korunması prensipleri temelinde yürütülmüştür. Herhangi bir mağduriyet yaşanmaması için gayret sarfedilmiş, meydana geldiği ileri sürülen mağduriyetlerin incelenmesi ve çözümlenmesi için yeni mekanizmalar ihdas edilmiştir.

Bu süreçte, FETÖ önemli dönüşüm yaşamıştır. Türkiye’deki ana omurgasını kaybeden örgüt,  yurtdışı yapılanmasıyla ayakta kalmaya çalışmaktadır. Dolayısıyla, Türkiye dışındaki FETÖ yapılarıyla mücadele daha büyük önem kazanmıştır.

FETÖ’nün yurtdışı yapılanmasıyla mücadele en öncelikli gündem maddelerimizden biri olmuş; çabalarımızın temel eksenini, FETÖ’nün faaliyet gösterdiği diğer ülkeler bakımından da bir güvenlik riski olduğu gerçeğinin ortaya konulması teşkil etmiştir. Bu bağlamda FETÖ’nün, 1990’lardan itibaren yayıldığı diğer ülkelerde de Türkiye’dekine benzer yapılanmalar oluşturarak, kendisine siyasi ve ekonomik nüfuz alanları yaratmayı amaçladığı, bu doğrultuda bulunduğu ülkelerin kanunlarını ihlal etmekten çekinmediği, adeta bir istihbarat örgütü gibi çalıştığı yabancı muhataplarımıza vurgulanmaktadır.

Diğer taraftan, FETÖ terör örgütünün yurtdışındaki hareket alanının daraltılması, mensuplarının adaletten kaçmalarının ve para transferlerinin engellenmesi amacıyla idari tedbirler ve adli süreçler de devreye konulmuştur. FETÖ’nün yurtdışı yapılanmasının önde gelen elebaşlarına yönelik olarak Türkiye’de açılan soruşturmalar kapsamında, şahısların bulunduğu ülkelere iade taleplerimiz iletilmiştir.

Özellikle eğitim alanında FETÖ’ye karşı adımların mağduriyet yaratmasını engellemek amacıyla, Türkiye Maarif Vakfımız dünya çapında faaliyetlerini sürdürmektedir.

Bu çerçevede, FETÖ’nünherşeyden önce,kendisini lanse etme çalıştığı şekilde eğitim ve hayır işleriyle uğraşan toplumsal bir hareket olmadığı,  siyasi ve ekonomik emelleri bulunan karanlık ve sinsi bir örgüt olduğu uluslararası planda istediğimiz kadar hızlı şekilde olmasa da anlaşılmaya başlanmıştır. Yabancı kamuoylarında örgütün niteliğine dair belirgin bir farkındalık oluşmuştur.

Çeşitli ülkeler ve uluslararası örgütler, FETÖ’yü terör örgütü olarak ilan etmişlerdir. Bu çerçevede; 19 Ekim 2016 tarihinde düzenlenen İİT Dışişleri Bakanları 43. Toplantısında FETÖ terör örgütü olarak ilan edilmiş; benzer bir karar  1 Aralık 2016 tarihinde Asya Parlamenterler Asamblesi tarafından alınmış; 27 Ocak 2017 tarihinde ise İİT Parlamenterler Birliği’nin 12.  Konferansında teyit edilmiştir. KKTC’nin yanısıra Pakistan Yüksek Mahkemesi, 28 Aralık 2018 tarihinde aldığı kararla, FETÖ’yü terör örgütü olarak tanımlamıştır.

 

Üçüncü ülkelerde FETÖ’ye karşı oluşan farkındalık, sözkonusu ülkeler tarafından bu unsurların faaliyetlerinin yakından izlenmesi ve soruşturulması sonucunu da doğurmuştur. Çeşitli ülkelerde FETÖ iltisaklı  oluşumların giriştikleri gayri kanuni işlemler ortaya çıkartılmıştır. Örgüt mensupları  sınırdışı edilmiştir. Üçüncü ülkelere sınırdışı edilenlerin yanısıra 20’den fazla ülkeden 110’u aşkın FETÖ mensubunun Türkiye’ye sınırdışı edilmesi sağlanmıştır.

 

Türkiye Maarif Vakfımız, 18 ülkede FETÖ iltisaklı okulları devralmıştır. 36 ülkede FETÖ iltisaklı okul ve dil kursları sonlandırılmıştır.

 

Bu çabalarımız yurtdışındaki örgüt üyeleri üzerindeki baskıyı arttırmış, örgütün yurtdışı yapılanmasında ve manevra alanında da ciddi daralma yaşanmıştır. Türkiye’nin yanısıra başta Afrika olmak üzere, faaliyet gösterdikleri bir çok ülkeden kaçışlar yoğunlaşmıştır.

 

FETÖ’nün küresel ağında gözle görülür bir bozulma yaşanırken örgüt, çeşitli kara propagandave lobi imkânlarını kullanarak asılsız haberler üzerinden mağduriyet hikâyesi yaratmaya, medyada tekrar görünür olmaya, Türkiye’ye düşman çevrelerle işbirliğini güçlendirmeye gayret etmektedir.

 

Kıymetli Kosovalı Soydaşlarım,

 

FETÖ’nün yurtdışındaki yapılanmasına yönelik çabalarımız uzun soluklu bir mücadele olup, ülkemiz bu doğrultudaki çalışmalarını önümüzdeki dönemde de kararlılıkla sürdürecektir. Bu noktada sizlerin de özellikle Kosovalı dostlarımızı bu terör örgütünün arzettiği tehdit hakkında bilgilendirmeye devam etmeniz ve FETÖ’nün maskesini düşürmeyi sürdürmeniz çalışmalarımızda bizlere destek olacak; bu terör örgütünün, Kosova’nın kendi çocuklarını Kosova’nın düşmanları haline getirmesine engel olacaktır.

Bu vesileyle, 15 Temmuz şehitlerimiz başta olmak üzere Türkiye için canını feda eden tüm şehitlerimizi bir kez daha rahmetle anıyor, kahraman gazilerimize şükranlarımı sunuyorum.

 

 

Çağrı SAKAR

Büyükelçi

0 0 0 0 0 0

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

Sıradaki haber:

MUHALAFET SONBAHARDA SEÇİME GİDİLECEĞİNE İNANIYOR

KÖŞE YAZISI

TÜM YAZARLAR
erkasap
ERCAN KASAP
“Karanlıktan korkan çocuğu kolaylıkla hoşgörebiliriz.Yaşamdaki asıl trajedi,yetişkinlerin aydınlıktan korkmasıdır” (Platon) 60 yıldan bu yana kesintisiz Türkçe eğitimin yapıldığı Priştine’nin tek ilköğretim okulu “Elena Gjika” okulunun müdür yardımcısı görevine uzun yıllardan sonra bir Türk öğretmen seçildi, tam da güzel oldu, hak yerini buldu derken, Türk topluluğunu derinden sarsan tatsız bir olay yaşandı. “Elena Gjika” okulunda görev yapan Arnavut öğretmenler, ne hikmetse, müdür yardımcılığına Türk öğretmenin seçilmesini hazmedemedi.K ararı, derslere girmemekle boykot etti. Ardından Arnavut öğrenciler Türk öğretmen ve öğencilerine sataştı, tartakladı ve çirkin hareketlerde bulundu. Anlatıldığna göre Arnavut örencilerinn tepkisi tam bir mlliyetçilik gösterisine dönüştü. Holiganlık davranışları sergileyen Arnavut öğrenciler, Türk öğretmen ve öğrencilerine adeta terör estirdi. Esir kaldıkları sınfların kapıları tekmelendi, camlar kırıldı,”burası Arnavutlarındır” sloganları atıldı. 65 yaşında bir Türk öğretmeni 13- 14 yaşındaki Arnavut öğrenciler tarafından tartaklandı. (9’uncu sınıf Türk öğrencilerinin toplu olarak imzaladıkları mektupta, biyoloji ve fizik derslerini veren kıdemli öğretmen Abdullah Bırvenik’in Arnavut öğrenciler tarafından koridorda etrafının sarıldığı, tartaklandığı, Arnavut bayrağıyla sarılarak, sataşmalara maruz kaldığı ileri sürülüyor). Sebep, sadece ve sadece müdür yardımcılığına seçilen öğretmenin Türk olması!
b
b

SIZIN KÖSENIZ

TÜM YAZARLAR
konukyazar
SİZİN KÖŞENİZ
Sizin Köşeniz bölümünde siz değerli okuyucularımızın .............