a
" alt="b">
" alt="b">

SİYASİ VE SİVİL KANAT BİR ARADA

Uzun bir zamandan sonra Kosova Türklerinin siyasi ve sivil kanadı tekrar bir araya geldi (15.12.2018)

Gündem: 23 Nisan anma günü kutlamaları (biz anma günü diyoruz çünkü resmi adı o)

Tam da zamanında yapıldı, bunun da altını çizelim. Kutlamalar sürerken ya da kutlamalardan sonra bir araya gelmenin hiçbir anlamı yok. İster siyasi kanatın önde gelenleri ister de sivil kuruluşların kanaat önderleri, iki üç saat süren toplantıda yer yer ateşlenerek de olsa kendi görüş, öneri, tespit, tepki ve düşüncelerini ortaya koyarak gayet yapıcı bir ortam yaratmayı başardılar diyebiliriz.

Kimileri “23 Nisan çocuk bayramını biz eskiden ne güzel kutluyorduk, niye üst üste bizim anma günümüzle beraber ve aynı adla bir araya getirdik, ne gerek vardı” dedi (ki bu bir gerçek), kimileri “Etkinliklerde hep iki üç kişi ortaya çıkıyor, medyada sadece onlar görünüyor” dedi, kimileri “Bu kutlamalardan siyaset elini çekmeli”, kimileri de tam tersine, “Kutlamalar onlara bırakılmalı çünkü bu bir siyasi kutlamadır” dedi.

Üstünde en çok durulan konu da buydu zaten.

SİYASİ Mİ SİVİL Mİ?

Boşnaklar bunu denediler. Bir ara Boşnakların anma günü kutlamalarını tamamıyla sivil örgütleri üstlendi, yürümedi. Halk arasında bölünmelere, boykotlara yol açtı. Siyasetçiler ele aldı, halk yine bölündü yine boykot edildi.

Siyasi ve sivil oluşumları birbirinden ayıran çok ince ve hassas bir çizgi var. Bu ince çizgiye dikkat edilmez, çizginin ötesine geçilirse ne olur? Anma günü hedefin dışına çıkar mı? Ne dersiniz…

23 NİSAN ŞİRKETLEŞİR Mİ?

Şirketleşir, eğer kitap basma adına kendi yayınlarını kurar, eğer ona 23 Nisan yayınları derse, yarın bir gün 23 Nisan dergisini de çıkarır, 23 Nisan portalını da kurar, derken 23 Nisan tiyatrosunu da; 23 Nisan korosunu da, onlarla da kalmayıp, efendim, 23 Nisan orkestrasını da,  23 Nisan folklor grubunu da…

90’lı yıllarda bunu TDB (Türk Demokratik Birliği) yapmaya kalktı. Ne oldu? Yanlış olduğu görüldü ve o yanlıştan da dönüldü. Tekrar o yanlışlara düşmenin bir alemi yok. Bizim kalburüstü dergilerimiz de var (“Türkçem”, “Kosova İmza”) portallarımız da, yayınevimiz de (“İmza Yayınevi”). Folklorumuz, koromuz, tiyatromuz, orkestramız… Onlar bize yeter bu bağlamda, yeter de artar bile

SİVİL KURULUŞLARIN KIRMIZI ÇİZGİLERİ

Siyasetin alanı nerden başlar nerde biter, sivil kuruluşların sahası nereye kadar uzar? Nerde kesişir nerde ayrılırlar? Aralarındaki bağ nedir, ne olmalıdır? Siyasetçilerin işi, örneğin, bir Türk kültür evini kurmaktır, sivil kuruluşların önünü açmaktır, onların etkinliklerini  üstlenmek, sahiplenmek değil. Kuruluşların işi de belli yerlere gelmiş siyasetçilerin işini zorlaştırmak değil, diyalog ve irtibat içerisinde kolaylaştırmaktır. Kolay da olmayacaktır elbette ki ama imkansız da değildir. Ortak paydada ne kadar daha sık buluşursak o kadar daha kazançlı çıkarız. Orta yolu bulmak şart. Herkes kendi alanında kendi işini yaparsa bu iş yürür, aksi takdirde…

0 0 0 0 0 0

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

Sıradaki haber:

TÜRK EKONOMİSİ İÇİN FIRSAT: “BALKAN PAZARI”

KÖŞE YAZISI

TÜM YAZARLAR
erkasap
ERCAN KASAP
“Karanlıktan korkan çocuğu kolaylıkla hoşgörebiliriz.Yaşamdaki asıl trajedi,yetişkinlerin aydınlıktan korkmasıdır” (Platon) 60 yıldan bu yana kesintisiz Türkçe eğitimin yapıldığı Priştine’nin tek ilköğretim okulu “Elena Gjika” okulunun müdür yardımcısı görevine uzun yıllardan sonra bir Türk öğretmen seçildi, tam da güzel oldu, hak yerini buldu derken, Türk topluluğunu derinden sarsan tatsız bir olay yaşandı. “Elena Gjika” okulunda görev yapan Arnavut öğretmenler, ne hikmetse, müdür yardımcılığına Türk öğretmenin seçilmesini hazmedemedi.K ararı, derslere girmemekle boykot etti. Ardından Arnavut öğrenciler Türk öğretmen ve öğencilerine sataştı, tartakladı ve çirkin hareketlerde bulundu. Anlatıldığna göre Arnavut örencilerinn tepkisi tam bir mlliyetçilik gösterisine dönüştü. Holiganlık davranışları sergileyen Arnavut öğrenciler, Türk öğretmen ve öğrencilerine adeta terör estirdi. Esir kaldıkları sınfların kapıları tekmelendi, camlar kırıldı,”burası Arnavutlarındır” sloganları atıldı. 65 yaşında bir Türk öğretmeni 13- 14 yaşındaki Arnavut öğrenciler tarafından tartaklandı. (9’uncu sınıf Türk öğrencilerinin toplu olarak imzaladıkları mektupta, biyoloji ve fizik derslerini veren kıdemli öğretmen Abdullah Bırvenik’in Arnavut öğrenciler tarafından koridorda etrafının sarıldığı, tartaklandığı, Arnavut bayrağıyla sarılarak, sataşmalara maruz kaldığı ileri sürülüyor). Sebep, sadece ve sadece müdür yardımcılığına seçilen öğretmenin Türk olması!
b
b

SIZIN KÖSENIZ

TÜM YAZARLAR
konukyazar
SİZİN KÖŞENİZ
Sizin Köşeniz bölümünde siz değerli okuyucularımızın .............