a
" alt="b">
" alt="b">

GEÇMİŞLE YÜZLEŞME VE BARIŞ SÜREÇLERİNDE MEDYANIN ROLÜ

“Geçmişle Yüzleşme ve Çatışmaya Duyarlı Habercilik İçin Gazetecilik Akademisi” kapsamında, Geçmişle Yüzleşme ve Barış Süreçlerinde Medyanın Rolünü ele almaya çalışacağız.

Kosova, aşılması kolay olamayan acıları, derin travmaları içinde barındıran büyük bir savaş trajedisi yaşadı 25 yıl önce.

Karanlığın simgesi haline gelen Miloşeviç rejiminin Kosova halkı üzerinde gerçekleştirdiği katliamlar sonucu 15 bin mahsun can, anlaşılması zor olan yayılmacı ve baskıcı bir ideolojinİn kurbanı oldu.

Kosova özgürlüğe kavuşalı 25 yıl oldu. Bir yandan Kosova Kurtuluş Ordusu’nun (UÇK) özgürlük için verdiği silahlı mücadelesi diğer yandan NATO güçleri, tarihinde en geniş kapsamlı 78 günlük hava harekatı sonunda, Kosova halkı özgürlük havasını teneffüs etmeye başladı. Ancak aradan 25 yıl geçmesine rağmen yaşanan insani tajediyi kolay kolay unutmak mümkün değil. Yaraların sarılması için de yılların geçmesi kaçınılmaz. Çünkü hala Sırp güçlerinin toplu mezarlara gömdüğü bin 600’den fazla kayıp insanımız için dökülen göz yaşları henüz dinmedi.

Savaş felaketini yaşayan her Kosovalı’nın zihninde, iki yıllık savaşta 1 milyon insanın toplu halde Sırp güçleri tarafından evleri ve vatandaları terk ederek,  komşu ülkelere sürülmesi, binlerce evin yakılması, altyapıya verilen büyük hasarlardan kalan fotoğraflar hala silinmedi. Üzüntüye boğan bu duygulardan kurtulmak zaman gerektiriyor maalesef…

Buna rağmen, savaşın getirdiği olumsuzlukları sürekli hatırlamanın ya da her fırsatta ilk sırada medyalarda trajedi haberlerinin servis edilmesinin Kosovalıların psikolojisini etkileyen yan etkilerini de gözardı edemeyiz. Bu, kindar bir toplumun oluşmasına yol açması tehlikesini taşımaktadır.

Medyanın, geçmişte yaşanan savaşın günümüzde Kosova’da yaşayan halklar tarfından değil, o dönemin Sırbistan yönetimi tarafından başlatıldığını hatırlatması, toplumsal barış için önemli bir rol oynamaktadır.

Savaş ve savaşın her birimizden götürdükleri asla unutulmamalı, yabana atılmamalıdır. Ancak, geçmişten beslenerek geleceğe bakmanın fazla bir faydası olacağı düşünülmemeli. Evet, geçmiş unutulmamalı, ancak geleceğe farklı açılardan yaklaşılarak, barış yanlısı bir toplum için çaba gösterilmeli. Kolay bir iş değil, ancak, geçmişle başa çıkarak, sağlam bir geleceği inşa etmenin tek yolu, bölgede ve daha geniş çapta barışı tesis etmek stratejisinden geçer.

Bu nedenle, “Geçmişle Yüzleşme ve Çatışmaya Duyarlı Habercilik” bu stratejinin en temel hareket noktası olmalı. Duyarlı habercilik, barışçıl habercilik olarak da isimlendirilebilir. Konu, “Geçmişin Aynasında Bugünün Haberciliği”, ya da “Tarihsel Bellek ve Habercilik İlişkisi” perspektiflerinden ele alınabilir.

Günümüzde, Kosova medyasındaki habercilik örneklerine baktığımızda, geçmiş olayların günümüz haberlerini etkileyebildiğine ve zaman zaman karşı taraf üzerinde öfke ve nefret duygularını körüklediğine ya da tarihsel olayların günümüz haberlerinin anlamını olumsuz yönde etkileyebildiğine tanık olabiliyoruz.

Geçmişte yaşanan olayların toplumun hafızasında ayrı bir yer edindiği ve bu hafızanın haber değerlendirmesi üzerinde etkili olduğunu asla gözardı etmemeliyiz.

Medya toplumsal hafızayı şekilllendiren önemli bir unsurdur ve haber seçimlerinin arkasındaki etkenleri irdeleyebiliriz.

Her daim geçmişin derinliklerine inerek, günümüz haberlerini daha derinlemesine anlamlandırmamıza yardımcı olabileceğini varsayarak,

sürekli intikam peşinde olanların duygularını kamçılayacak haberler yerine, medyanın barış süreçlerine katkı sağlamasının çok daha yararlı ve tutarlı olabilecek haberlere yönelmesi daha faydalı bir yaklaşım olabilir.

Medyada, Kosova savaşı söz konusu olunca geçmişte yaşananlar ve çekilen açıların, dinleyci, izleyici ve okuyucuya hangi şekilde aktarıldığı ya da yansıtıldığı çok kritik. Dolayısıyla yakın geçmişimizle ilgili haberleri hazırlarken hareket edilecek nokta, barış süreçlerinin zeddelenmemesi, daha doğrusu bu süreçlerin teşvik edilmesi olacak. Haberin toplumsal etkisi herşeyden çok önemlidir.

Geçmişle yüzleşmekte, medyanın tarafsızlığı ve gerçekçiliğini öncelemesinin ayrı bir sorumluluk taşıdığına göre, geleceği şekillendirecek haberlerin geçmişle ilişkilendirerek topluma sunulması, toplumun olayları doğru bir şekilde algılamakta etkili olabilir.

Medya, tüm tarafların görüşlerini yansıtmalı ve toplumun farklı kesimlerine dürüst bir şekilde yer vermeli ilkesinin saygılandığı örnekleri her ne kadar mevcutsa, bu ilkenin daha kapsayıcı ve yaygın olması şarttır.

Bu nedenle geçmişle yüzleşme, çatışma bölgelerinde barış süreçlerinin başarısı için önemli bir adımdır. Medyanın bu konudaki rölü çok önemlidir. Geçmişle yüzleşmek, gazetecilerin etkili bir şekilde toplumu bilgilendirme ve habercilikte daha duyarlı bir yaklaşım benimsemelerine yardımcı olabilir. Örneğin, medyalarda tarihten bir olay kaleme alındığında ve incelendiğinde, Kosova’nın kuzeyinde yaşananların örneğinde geçmişte yaşanların tekrar  ettiğine vurgu yapılması, toplumun tepkisini tetikleyebilir.

Sonuç olarak, medyanın geçmişle yüzleşme sürecindeki rolü, barışın inşasında ve toplumların birlikte yaşama iradesinin güçlenmesinde kritik bir öneme sahiptir. Medya, geçmişte yaşanan acıları ve haksızlıkları doğru bir şekilde aktararak toplumun ortak bir tarih anlayışı oluşturmasına yardımcı olabilir ve böylece barışın kalıcı olmasını sağlayabilir.

Ercan Kasap

24.03.2024

0 0 0 0 0 0

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

Sıradaki haber:

TÜRKÇE’NİN SESİ TÜM KOSOVA’YA YAYILDI

KÖŞE YAZISI

TÜM YAZARLAR
erkasap
ERCAN KASAP
“Karanlıktan korkan çocuğu kolaylıkla hoşgörebiliriz.Yaşamdaki asıl trajedi,yetişkinlerin aydınlıktan korkmasıdır” (Platon) 60 yıldan bu yana kesintisiz Türkçe eğitimin yapıldığı Priştine’nin tek ilköğretim okulu “Elena Gjika” okulunun müdür yardımcısı görevine uzun yıllardan sonra bir Türk öğretmen seçildi, tam da güzel oldu, hak yerini buldu derken, Türk topluluğunu derinden sarsan tatsız bir olay yaşandı. “Elena Gjika” okulunda görev yapan Arnavut öğretmenler, ne hikmetse, müdür yardımcılığına Türk öğretmenin seçilmesini hazmedemedi.K ararı, derslere girmemekle boykot etti. Ardından Arnavut öğrenciler Türk öğretmen ve öğencilerine sataştı, tartakladı ve çirkin hareketlerde bulundu. Anlatıldığna göre Arnavut örencilerinn tepkisi tam bir mlliyetçilik gösterisine dönüştü. Holiganlık davranışları sergileyen Arnavut öğrenciler, Türk öğretmen ve öğrencilerine adeta terör estirdi. Esir kaldıkları sınfların kapıları tekmelendi, camlar kırıldı,”burası Arnavutlarındır” sloganları atıldı. 65 yaşında bir Türk öğretmeni 13- 14 yaşındaki Arnavut öğrenciler tarafından tartaklandı. (9’uncu sınıf Türk öğrencilerinin toplu olarak imzaladıkları mektupta, biyoloji ve fizik derslerini veren kıdemli öğretmen Abdullah Bırvenik’in Arnavut öğrenciler tarafından koridorda etrafının sarıldığı, tartaklandığı, Arnavut bayrağıyla sarılarak, sataşmalara maruz kaldığı ileri sürülüyor). Sebep, sadece ve sadece müdür yardımcılığına seçilen öğretmenin Türk olması!
b
b

SIZIN KÖSENIZ

TÜM YAZARLAR
konukyazar
SİZİN KÖŞENİZ
Sizin Köşeniz bölümünde siz değerli okuyucularımızın .............