a
" alt="b">
" alt="b">

TÜRKİYE, KOSOVA’NIN BAĞIMSIZLIĞINI TANIYAN  5. DEĞİL 1. ÜLKEYDİ!

Sevinç, coşku, hüzün ve gözyaşı…

Kosova’nın bağımsızlığının ilan edilmesi anında yaşanan unutulmaz duygulardı.

Bundan tam 16 yıl önce, her Kosovalının hayalini kurduğu, uğruna 15 bin kurban verdiği, bin 600 kişinin hala kayıp olduğu, yüzbinlerin evsiz kaldığı, 1 milyon insanın topraklarından sürüldüğü bağımsızlık nihayet gelmişti…

Gerçekleşmesi zor görülen, insanların hayallerini süsleyen bağımsızlık, Kosovalıların bağrına basmıştı.

1999 yılından 2008 yılına kadar 9 yıl içinde yaşanan özgürlük, bağımsızlık  ilan edilmeden eksik kalmıştı. Kosova devletinin tesis edilmesi, bağımsızlık olmadan  mümkün değildi.

Yalnızca özgürlük havasını  teneffüs etmek yetmiyordu.  Daha fazlası gerekiyordu . Demokrasiyi ilerletmek, ekonomiyi geliştirmek, sosyal güvenliği güçlendirmek, yaşam standardını yükseltmek, tek sözle ülkeyi kalkındırmak gerekiyordu. Ancak bağımsız bir devlet olmadan bu hedeflere ulaşmak Kosova insanını zorluyordu.

…Ve 17 Şubat 2008 saat 15.39’da Kosova Meclisi toplanarak Kosova’nın bağımsızlığı ilan edildi.

Kosova’nın bağımsızlık bildirgesini ilk imzalayanlar o dönem Cumhurbaşkanı Fatmir Sejdiu, Meclis Başkanı Jakup Krasniqi ve Başbakanı Hashim Thaçi oldu.

Bağımsızlık bildirgesinin yazıldığı ve İngiltere’nin bağışladığı 200 yıllık parşömen kağıdı üzerine 109 milletvekili imza attı. Bağımsızlık bildirgesini Kosova Demokratik Türk Partisi’nden Müferra Şinik ve Enis Kervan imzalamıştı.

Bu tarihi an, sabah saatlerinden itibaren Priştine’nin meydanlarına akın etmiş onbinlerce Kosovalının sevinç çığlıklarıyla karşılandı. Çoşku sel olup aktı, mutluluk patlaması meydana geldi…

Seviçten ağlayan oldu,  bağımsızlığın ilan edilmesini göremeyenler için göz yaşı döken de…

Türkiye’de basılarak, özel kargo ile Priştine’ye getirilen Kosova bayrağı ilk kez meydanları süslemiş oldu 17 Şubat 2008’de…

Bağımsızlık ilanından sonra bir kaç saat içinde  Kosova’yı devlet olarak tanıyan ülkeler oldu.

Meydanlarda ilk ülkeler olarak  Kosta Rika, ABD, Fransa, Afganistan, Arnavutluk, Türkiye ve  İngiltere’nin isimleri okundu.

Ancak şimdiye kadar hiç konuşmadığım  bir hadiseyi paylaşmak isterim.

Türkiye, Kosova’nın bağımsızlığını tanıyan ilk ülkeydi. Aslında TBMM’nin Kosova’nın bağımsızlığını tanıması kararını o dönem Cumhurbaşkanı Fatmir Sejdiu’ya takdim etmek için ilk başvuru yapan ülke Türkiye idi.

2008 yılında Kosova Eşgüdüm Bürosu Başkanlığını yapan Mustafa Sarnıç, Kosova Meclis binası içindeki  Cumhurbaşkanlığı Ofisi’nin kapısını çalan ilk yabancı  diplomattı.

Ancak, Cumhurbaşkanlığı Ofisin’de anlaşılması zor bir telaş olduğu daha sonradan anlaşılacaktı. ABD ve bazı Avrupalı diplomat ve danışmanların karargah kurduğu Cumhurbaşkanlığı Ofisi’nde, hangi ülkenin birinci sıraya yerleştirilmesi, daha doğrusu hangi ülkenin tanıma belgesinin kabul edilmesi gerektiği yönünde kamuoyunun gözlerinden uzak bir mücadele yaşanıyordu.

Bu telaşın, İhlas Haber Ajansı muhabiri olarak  telefonda aradığım Sarnıç’a sordum…”Durum nedir? Türkiye’nin  tanıma belgesi Kosova Cumhurbaşkanı’na takdim edilebildi mi ? Hala bekliyoruz cevabını aldım. Tekrar bir saat sonra yine aradım. Yine bir telaşın olduğunu sezdiren “bekliyoruz” cevabını aldım. Bir süre sonra da “Ercan bey bu iş oldu. Bağımsızlık kararını takdim ettik. Türkiye resmen Kosova’nın bağımsızlığını tanıdı” diye Mustafa Sarnıç’tan telefon geldi.

Mustafa Sarnıç, Türkiye’nin Kosova’yı tanıyan ülkelerin gerisinde bırakılmaması için çok büyük bir mücadele verdiğini anlamıştım. Hata, oradaki yabancı danışmanlara sert çıkıştığını daha sonra öğrenmiştim…

Cumhurbaşkanlığı Ofisi yakınlığındaki otel terasında İHA’nın iki canlı yayın aracından birinde anında son dakika haber olarak TGRT’ye canlı yayından haber geçtim.

Anlaşılan Türkiye Kosova’yı tanıyan ilk ülke olarak birinci  sırada yer almaması için Türkiye’nin Priştine Eşgüdüm Ofisi Başkanı kasıtlı olarak bekletilmişti.

Bu manalı bekletme ve Cumhurbaşkanlığı Ofisi’nde her ne yaşandıysa gizlilikte kalanlar, Türkiye’nin, Kosova’nın bağımsızlığını tanıyan ilk ülke olduğu gerçeğini hiçbir zaman gölgeleyemedi…Teşekkürler Türkiye….

Ercan Kasap

17.02.2024

0 0 0 0 0 0

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

Sıradaki haber:

AYRIŞMAK ZAMANI DEĞİL…

KÖŞE YAZISI

TÜM YAZARLAR
erkasap
ERCAN KASAP
“Karanlıktan korkan çocuğu kolaylıkla hoşgörebiliriz.Yaşamdaki asıl trajedi,yetişkinlerin aydınlıktan korkmasıdır” (Platon) 60 yıldan bu yana kesintisiz Türkçe eğitimin yapıldığı Priştine’nin tek ilköğretim okulu “Elena Gjika” okulunun müdür yardımcısı görevine uzun yıllardan sonra bir Türk öğretmen seçildi, tam da güzel oldu, hak yerini buldu derken, Türk topluluğunu derinden sarsan tatsız bir olay yaşandı. “Elena Gjika” okulunda görev yapan Arnavut öğretmenler, ne hikmetse, müdür yardımcılığına Türk öğretmenin seçilmesini hazmedemedi.K ararı, derslere girmemekle boykot etti. Ardından Arnavut öğrenciler Türk öğretmen ve öğencilerine sataştı, tartakladı ve çirkin hareketlerde bulundu. Anlatıldığna göre Arnavut örencilerinn tepkisi tam bir mlliyetçilik gösterisine dönüştü. Holiganlık davranışları sergileyen Arnavut öğrenciler, Türk öğretmen ve öğrencilerine adeta terör estirdi. Esir kaldıkları sınfların kapıları tekmelendi, camlar kırıldı,”burası Arnavutlarındır” sloganları atıldı. 65 yaşında bir Türk öğretmeni 13- 14 yaşındaki Arnavut öğrenciler tarafından tartaklandı. (9’uncu sınıf Türk öğrencilerinin toplu olarak imzaladıkları mektupta, biyoloji ve fizik derslerini veren kıdemli öğretmen Abdullah Bırvenik’in Arnavut öğrenciler tarafından koridorda etrafının sarıldığı, tartaklandığı, Arnavut bayrağıyla sarılarak, sataşmalara maruz kaldığı ileri sürülüyor). Sebep, sadece ve sadece müdür yardımcılığına seçilen öğretmenin Türk olması!
b
b

SIZIN KÖSENIZ

TÜM YAZARLAR
konukyazar
SİZİN KÖŞENİZ
Sizin Köşeniz bölümünde siz değerli okuyucularımızın .............